443
• yoluna bafl koymak:
Bir amac›n gerçekleflmesi için bütün varl›¤›yla kendini
vermek.
Demokrasi yoluna bafl koymufllard›.
• Yolun aç›k olsun.
Yolda bir kazayla, bir tehlikeyle karfl›laflmaman› dilerim,
anlam›nda yolculara söylenir.
Yolunuz aç›k olsun, vard›¤›n›zda bizi aray›n.
• yoluna girmek (ifl):
‹yi bir duruma getirilmek.
‹flleri yoluna girmiflti.
• yoluna koymak (ifli):
O ifli istenilen biçime, düzene sokmak.
Gelece¤im, ama önce iflimi yoluna koymal›y›m.
• yolunda gitmek:
Olumlu bir biçimde sürmek.
Evlili¤imiz yolunda gidiyor.
• yolunu beklemek (gözlemek):
Gelmesini beklemek.
Pencerede babas›n›n yolunu bekliyordu.
• yolunu bulmak:
1.
Gereken çözümü, çareyi bulmak.
Bir yolunu bulup onunla bar›flmal›yd›.
2.
Yasal olmayan yollarla kazanç elde etmek.
Yine yolunu bulmufltu.
• yolunu kesmek:
Bir kimseye engel olmak.
Çok baflar›l› olunca yolunu kesmeye çal›flanlar da ol-
mufltu.
• yolunu flafl›rmak:
Do¤ru yoldan ayr›l›p yanl›fl bir yola sapmak.
Arkadafl›na uyunca yolunu flafl›rd›.
Deyimler/426-446 21/07/2010 21:17 Page 443
