41
• akl›n› almak:
Güzelli¤i ile etkilemek.
Yapt›¤› resim hepimizin akl›n› alm›flt›.
• akl›n› bafl›na almak (toplamak):
Önceki akla uygun olmayan davran›fllar›, düflünceleri
b›rak›p ak›ll›ca davranmaya, düflünmeye bafllamak.
Bundan sonra akl›n› bafl›na al, derslerine çal›fl.
• akl›n› bafl›ndan almak:
Ne yapt›¤›n› bilemez, do¤ru düflünemez bir duruma sü-
rüklemek.
O arkadafl›n senin akl›n› bafl›ndan alm›fl.
• akl›n› bozmak (bir fleyle):
U¤raflt›¤› fleyin d›fl›nda hiçbir fley düflünmemek.
Sen akl›n› futbolla bozmuflsun.
• akl›n› çelmek:
Düflüncesinden, karar›ndan vazgeçmesini sa¤lamak,
ayartmak.
Akl›n› çelip onu tiyatroya götürdüm.
• akl›n› kaç›rmak:
1.
Delirmek.
Akl›n› kaç›r›nca onu hastaneye götürdüler.
2.
Delice ifller yapmak.
Akl›n› kaç›rm›fl, bu havada yolculu¤a ç›k›yor.
• akl›n›n çivisi eksik (olmak):
bk. bir tahtas› eksik.
• akl›n›n köflesinden geçmemek:
Bir konuyu hiç düflünmemifl olmak.
Seninle karfl›laflaca¤›m akl›m›n köflesinden geçmemiflti.
• akl›n› oynatmak:
bk. akl›n› kaç›rmak.
Deyimler/035-045 21/07/2010 21:05 Page 41
