turkce sozluk - page 36

beklemek:
Askeri birlikler alarma geçti.
alafl›m
a. kim.
Bir metale bir ya da daha
çok metal ya da ametal kat›larak elde
edilen kat› ya da s›v› kar›fl›m.
alaturka
ön a. (alatu’rka) ‹t.
1.
Eski Türk
yaflam biçimine uygun, Türk tarz›nda:
Alaturka yeme¤e hasret kald›k.
2.
a.
ve
ön a.
Eski Türk yaflam biçimini benim-
semifl, o kültürde yetiflmifl (kimse):
Ala-
turka bir adamd›.
alaturka müzik, -¤i
a.
Türk sanat müzi¤i.
alay (I)
a. Far.
1.
Törende ya da bir göste-
ride yürüyen insan toplulu¤u:
Buradan
fener alay› geçecek.
2.
‹nsan kalabal›¤›:
Konser için alanda bir alay insan top-
land›.
3.
Hepsi:
Alay›m›z› cezaland›rd›-
lar.
4.
ask.
Taburdan büyük, tugaydan
küçük ve ayn› s›n›ftan oluflan askerî bir-
lik.
alay (II)
a. Yun.
Söz ve davran›fllar›yla bir
kimseyi, bir fleyi küçümseme; onunla
e¤lenme; afla¤›lama.
alay etmek
bir
kimseyi ya da bir fleyi alay konusu yap-
mak; onun eksik, gülünç yönlerini kü-
çümseyerek e¤lenmek:
Benimle alay et-
meyin.
alayc›
ön a.
1.
Alay etmeyi al›flkanl›k hâli-
ne getirmifl olan:
Alayc› bir insan oldun.
2.
Alay edercesine, küçümseyerek:
Alayc› bir gülümsemeyle bak›p geçti.
alayl› (I)
a.
1.
esk. Askerî okullarda e¤itim
görmeden erlikten yetiflmifl subay.
2.
ön a. mec.
Gerekli meslek e¤itimini gör-
meden kendini yetifltirmifl (kifli):
Alayl›
bir tiyatro oyuncusuydu.
alayl› (II)
ön a.
Alayc›; herkesle alay eden,
küçümseyici:
Yüzünde alayl› bir ifade
vard›.
alaz
a. hlk.
Alev, yalaz.
alazlamak
(-i)
Herhangi bir fleyin yüzeyini
aleve tutmak, alevden geçirmek.
albay
a. ask.
Rütbesi yarbay ile tu¤general
aras›nda bulunan ve as›l görevi alay ko-
mutanl›¤› olan üstsubay.
albeni
a.
Çekicilik, al›m, cazibe:
Albenisi
olan bir kad›nd›.
albenili
ön a.
Çekici, al›ml›, cazibeli:
Albe-
nili bir elbisesi vard›.
albinos
a. Fr.
Akfl›n.
albüm
a. Fr.
1.
Foto¤raflar›n ya da pul,
kartpostal gibi koleksiyonu yap›lan fley-
lerin dizilerek sakland›¤›, kal›n karton
sayfalardan oluflan defter.
2.
Belirli bir
konuyla ilgili çok say›da resim ve k›sa
aç›klamalar›n verildi¤i, genellikle büyük
boyutlu kitap:
spor albümü, ‹stanbul al-
bümü.
3.
Bir flark›c›n›n ya da bir orkest-
ran›n seçme parçalar›ndan oluflan der-
lemesi.
alçak, -¤›
a.
ve
ön a.
1.
Normal bir de¤ere
göre yüksekli¤i az olan:
Alçak bir ma-
saym›fl.
2.
Belirli bir yüksekli¤e göre
daha afla¤›da olan (yer):
Alçak semtleri
su basm›fl.
3.
(boy için) K›sa:
Alçak
boylu bir çocuktu.
4.
(ses için) Hafif:
Alçak sesle konuflur musunuz?
5.
mec.
Afla¤›l›k davran›fllarda bulunan, ahlak-
s›zl›k yapan, soysuz, hain, rezil:
Alçak,
bu da yap›l›r m›!
alçak bas›nç, -c›
a. meteor.
Barometrede
1015 milibar›n alt›nda bulunan ve kötü
havaya iflaret eden hava durumu.
alçakça
ön a.
1.
Oldukça alçak olan:
Bu
evin alçakça tavanlar› var.
2.
be.
(al-
ça’kça) Afla¤›l›k, rezil, soysuz kiflilere
yarafl›r biçimde:
Alçakça davranm›fl.
alçak gönüllü
ön a.
ve
a.
Makam, para gi-
bi konularda baflkalar›ndan üstün olsa
bile kendini onlarla eflit gören, kendini
oldu¤undan daha afla¤›da sayan; istek-
lerinde afl›r›l›¤a kaçmayan, gösteriflsiz,
iddias›z; mütevaz›:
Alçak gönüllü biri ol-
du¤undan çevrede çok sevilirdi.
alçakl›k, -¤›
a.
1.
Alçak olma durumu:
Sandalyenin alçakl›¤› beni rahats›z edi-
yor.
2.
Alçakça, afla¤›l›k, kalleflçe davra-
n›fl:
Alçakl›k yapt›¤›n›n fark›nda m›s›n?
alçalma
a.
1.
Alçalmak eylemi.
2.
co¤.
Gelgit olay›nda denizin kabard›ktan
sonra eski düzeyine inmesi; cezir.
3.
alafl›m
alçalma
36
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 36
1...,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35 37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,...688
Powered by FlippingBook