henüz matemati¤in alfabesidir.
alfabetik, -¤i
a.
ve
ön a. Fr.
Alfabe s›ras›n›
izleyen; abecesel.
alfa ›fl›nlar›
a. fiz.
Radyoaktif maddelerin
yayd›¤› ›fl›nlardan biri.
alg›
ruhb.
ve
fel.
1.
Bir fleyi az ya da çok
kavrama, o fleyin bilincine varma; idrak.
2.
Duyum.
alg›lama
a.
1.
Nesneleri ve olaylar› duyu
organlar› arac›l›¤›yla birbirinden ay›rt
etme.
2.
Duyu organlar› arac›l›¤›yla
nesnelerin ve olaylar›n bilincine varma,
kavrama, fark etme, hissetme; idrak et-
me.
alg›lamak
(-i)
Nesneleri ve olaylar› alg› yo-
luyla bilinç alan›na almak, fark etmek,
kavramak, hissetmek, sezmek; idrak et-
mek
: Sa¤l›kl› beslenmenin önemini
flimdi daha iyi alg›l›yorum.
algler
ç. a. bitb.
Su yosunlar›.
al›c›
a.
1.
Bir mal› sat›n almak isteyen ya
da sat›n alan kifli, müflteri:
Yaln›zca ba-
k›yorum, al›c› de¤ilim.
2.
Kendisine bir
fley yollanan kifli:
Kurye, al›c›y› evde bu-
lamay›nca bir not b›rakt›.
3.
fiz.
Bir ileti-
flim iflaretini ses ve görüntüye dönüfltü-
ren ayg›t:
televizyon yay›n› al›c›s›.
al›c› kufl
a. hlk.
Atmaca.
al›ç, -c›
a. Far. bitb.
1.
Gülgillerden, yaba-
ni ve dikenli bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n kiraz
irili¤inde ekflimsi meyvesi.
al›k
ön a.
Anlama ve sezme gücü yeterince
geliflmemifl, ak›ls›z, sersem, budala,
avanak:
Al›k bir insan da de¤ilsin, ama
hâlâ anlayamad›n.
al›klaflmak
(nsz)
Bir durum ya da bir olay
karfl›s›nda ne yapaca¤›n› bilememek,
aptallafl›p flafl›rmak, afallamak:
Gelen
haber hepimizin al›klaflmas›na yol aç-
m›flt›.
al›koymak
(-i, -e)
1.
Bir süre için bir yerde
tutmak:
Sizi al›koydum, ama yararl› bir
görüflme oldu.
2.
(-i, -den)
Bir kimseyi
yapmakta oldu¤u ya da yapmak istedi¤i
bir iflten geri b›rakt›rmak:
Özür dilerim,
sizi yemekten al›koydum.
3.
(-i)
Ay›r›p
saklamak:
Bu ayakkab›y› sizin için al›-
koymam› ister misiniz?
4.
(-den)
Yok-
sun b›rakmak:
Annemi k›zd›rd›m, o da
beni televizyon izlemekten al›koydu.
al›m
a.
1.
Almak eylemi.
2.
Çekicilik, cazi-
be.
3.
Kurum, çal›m:
Bir al›m, bir al›m,
sorma gitsin.
al›ml›
ön a.
1.
Çekici, cazibeli, al›m› olan:
Çok al›ml› bir kad›nd›r.
2.
Kurumlu, ça-
l›ml›:
O ne al›ml› bir yürüyüfl öyle!
al›m sat›m
a.
Sat›n alma ve satma ifli:
Em-
lak al›m sat›m› ifliyle u¤rafl›yor.
al›n, -ln›
a.
Yüzün saçlarla kafllar aras›nda
kalan bölümü.
al›nd›
a.
Makbuz.
al›ngan
ön a.
Çok hassas, afl›r› duygulu,
çabuk k›r›lan, hemen gücenen:
Al›ngan
bir çocuktur.
al›nganl›k, -¤›
a.
Al›ngan olma durumu ya
da özelli¤i:
Her sözüme al›nganl›k gös-
termemelisin.
al›nl›k, -¤›
a. hlk.
Kad›nlar›n al›nlar›na tak-
t›klar› alt›n ya da gümüflten yap›lm›fl
süs eflyas›.
al›nmak
(nsz., -e)
1.
Almak eylemi gerçek-
leflmek:
Mesaj al›nd› m›?
2.
mec.
(-i, -
den) Her sözü, her davran›fl› kendisine
yönelik san›p öfkelenmek, gücenmek,
incinmek:
Sözlerimden sen niçin al›n›-
yorsun anlam›yorum.
3.
(-den)
Uyar-
lanmak, aktar›lmak:
Bu bölüm bir Ame-
rikan filminden al›nm›fl.
al›n teri
a.
Emek:
Her fleyimi aln›m›n teriy-
le elde ettim.
al›nt›
a.
1.
Bir yazardan bir yaz›ya aktar›l-
m›fl söz, parça; aktarma.
2.
dlb.
Baflka
bir dilden al›nm›fl sözcük.
al›n yaz›s›
a.
Yazg›, talih, kader.
al›fl›k
ön a.
Bir duruma al›flm›fl olan.
al›fl›k
olmak
yad›rgamamak:
So¤uk havaya
al›fl›k olmal›s›n.
al›flkan
ön a.
Al›flk›n.
al›flkanl›k, -¤›
a. Sürekli yapma ve yinele-
me sonucunda edinilen davran›fl biçimi,
alfabetik
al›flkanl›k
39
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 39