n, N
Türk abecesinin on yedinci harfi, “ne”
ad› verilir; ses bilimi bak›m›ndan yumu-
flak-sürekli ünsüz.
N
kim.
Azot elementinin simgesi.
Na
kim.
Sodyum elementinin simgesi.
naafl
a. Ar. esk.
Ölen kiflinin vücudu, ceset.
nab›z, -bz›
a. Ar.
1.
t›p
Kalp vuruflunun
sa¤lad›¤› kan bas›nc›ndan dolay› bir
atardamar›n içinde oluflan ve parmakla
bas›ld›¤›nda duyulan k›m›ldama.
2.
mec.
E¤ilim, düflünce, niyet:
Politikac›-
lar, halk›n nabz›n› tutmak zorundad›rlar.
nacak, -¤›
a. (k kal›n okunur)
K›sa sapl›,
keskin taraf› küçük balta.
naçiz
ön a. (na:çi:z) Far.
De¤ersiz, önem-
siz: “
Benim naçiz vücudum elbet bir
gün toprak olacakt›r.
” -Atatürk
naçizane
ön a.
ve
be. (na:çi:zane) Far.
De-
¤ersiz, önemsiz (olarak):
Naçizane dü-
flüncemi söylemek isterim.
nadas
a.
Tarlay› sürerek dinlenmeye b›rak-
mak.
nadide
ön a. (na:di:de) Far.
Az bulunur,
seçkin, benzersiz:
nadide bir vazo.
nadir
ön a. (na:dir) Ar.
Az bulunan, seyrek.
nafaka
a. (k kal›n okunur) Ar.
1.
Geçinmek
için gerekli olan fleylerin tümü.
2.
huk.
Bir kimsenin geçindirmekle yükümlü
oldu¤u kimselere mahkeme karar›yla
ödedi¤i ayl›k.
nafile
ön a. (na:file) Ar.
1.
Yarars›z, bofl.
2.
be.
Bofl yere, bofluna:
Nafile u¤raflm›-
fl›z.
nafile namaz
a.
Zorunlu (farz) olmad›¤›
hâlde yaln›zca sevap kazanmak için faz-
ladan k›l›nan namaz.
nafile oruç, -cu
a.
Zorunlu (farz) olmad›¤›
hâlde yaln›zca sevap kazanmak için ra-
mazan ay› d›fl›nda tutulan oruç.
naftalin
a. Fr. kim.
Maden kömüründen el-
de edilen, özel kokulu, beyaz, suda eri-
meyen antiseptik bir hidrokarbon.
naftalinlemek
(-i)
Yünlü giysileri ya da ha-
l›, kilim gibi eflyalar› güveden korumak
için üzerine ya da aras›na naftalin koy-
mak.
na¤me
a. Ar.
Ezgi.
nah
ünl. kaba
“‹flte”, “al”, “bak” anlamla-
r›nda kullan›l›r:
Nah, flu kadar vard›!
nahiye
a. (na:hiye) Ar.
Bucak.
nahofl
ön a. (na:hofl) Far.
Hofl olmayan,
kötü, çirkin:
Nahofl bir olay oldu.
nail
ön a. (na:il)
Eriflmifl, elde etmifl.
nail
olmak
eriflmek, elde etmek:
Amac›na
nail olmufl.
naif
ön a. Fr.
Saf, temiz.
naip, -bi
a. (na:ip) Ar. tar.
Hükümdar›n
yoklu¤u, yetersizli¤i, çocuklu¤u gibi
durumlarda onun ad›na devleti yöneten
kifli.
nakarat
a. (nakara:t) (k kal›n okunur) Ar.
1.
ed.
Bir fliirde iki ya da daha çok yinele-
nen bölüm.
2.
Bir müzik eserinde her
bölümden sonra yinelenen ve bestesi
de¤iflmeyen parça.
nakavt
a. ‹ng. sp.
Boks maç›nda ald›¤›
yumru¤un etkisiyle yere y›k›lan ve on
saniye içinde aya¤a kalkamayan spor-
cunun yenik say›lmas› durumu.
nakden
be. (nak’den) Ar.
1.
Para olarak.
2.
Peflin olarak.
nakdî
ön a. (nakdi:) Ar.
Parayla ilgili, para
bak›m›ndan, parasal, paraca:
Nakdî yar-
d›m yapmak istemiflti.
452
N
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 452