turkce sozluk - page 456

mek gerekirse.
neymifl
söylendi¤ine
göre, sanki.
Ne
kim.
Neon elementinin simgesi.
nebze
a. Ar.
Az fley anlam›nda “bir nebze”
deyiminde geçer.
nece
be. (ne’ce)
Hangi dilde, hangi dilden?
fiu turistler nece konufluyorlar?
neci
a.
Ne ifl yapar?
neci oluyor?
niçin ka-
r›fl›yor, ona ne?
O da neci oluyor, kendi
ifline baks›n.
neden
a.
1.
Bir olay›, bir durumu, bir varl›-
¤› oluflturan, etkileyen, do¤uran fley;
sebep:
Boflanma nedenlerini bilmiyo-
rum.
2.
be.
Bir fleyin ortaya ç›kmas›na
yol açan olay›, durumu, etkeni ya da
amac› sormak için kullan›l›r; niçin; niye:
Neden geç kald›n?
neden olmak
bir fle-
yin olmas›na, ortaya ç›kmas›na yol aç-
mak; sebep olmak.
neden sonra
aradan
uzunca bir süre geçtikten sonra:
Neden
sonra olay› bana anlatt›lar.
nedeniyle
yüzünden, sebebiyle:
Hastal›¤› nedeniy-
le toplant›ya kat›lamad›.
nedense
be. (nede’nse)
Bilinmeyen, belli
olmayan bir nedenle:
Nedense seni ara-
m›fl.
nefer
a. Ar. esk.
1.
Rütbesiz asker, er.
2.
Kifli, birey.
nefes
a. Ar.
1.
Soluk.
2.
Sigara, pipo içer-
ken içeri çekilen duman.
nefes darl›¤›
a.
Solunum güçlü¤ü.
nefeslenmek
(nsz.)
Soluklanmak.
nefesli
ön a.
Uzun bir süre soluk almadan
dayanabilen.
nefesli çalg›
a. müz.
Üflemeli çalg›.
nefes nefese
a.
Soluk solu¤a.
nefis, -fsi (I)
a. Ar.
1.
Öz varl›k, benlik.
2.
‹nsan›n yeme, içme gibi gereksinimleri-
nin tümü.
nefis (II)
ön a. (nefi:s) Ar.
Çok be¤enilen,
çok güzel.
nefret
a. Ar.
1.
Bir kimsenin ya da bir fleyin
kötülü¤ünü isteme duygusu.
2.
Tiksin-
ti, tiksinme.
nefret etmek 1)
birine ya
da bir fleye karfl› güçlü bir nefret duy-
gusu beslemek;
2)
tiksinmek.
neft
a. Far.
Genellikle boyac›l›kta çözücü ve
seyreltici olarak kullan›lan ve petrolün
dam›t›lmas›yla elde edilen bir çeflit mi-
neral ya¤, neft ya¤›.
neft ya¤›
a.
Neft.
negatif
ön a. Fr.
1.
Olumsuz, menfi.
2.
a.
Foto¤rafç›l›kta gerçek görüntüdeki ay-
d›nl›k ve karanl›k k›s›mlar›n tersini gös-
teren foto¤raf cam› ya da filmi.
negatif say›
a. mat.
S›f›rdan küçük say›.
nehir, -hri
a. Ar.
Irmak.
nektar
a. Fr. bitb.
Bal özü.
nem
a. Fr.
1.
Havada bulunan su buhar›.
2.
Hafif ›slakl›k, rutubet.
nema
a. (nema:) Ar. esk. ekon.
Faiz.
nemcil
ön a.
Nemden ve nemli yerlerden
hofllanan (bitki).
nemlendirici
ön a.
1.
Nemlendirmeye ya-
rayan:
nemlendirici krem.
2.
a.
Hava-
land›rma ayg›t›nda havan›n nemlenme-
sini sa¤layan bölüm.
nemlenmek
(nsz.)
Nemli duruma gelmek,
rutubetlenmek.
nemli
ön a.
1.
Nemi olan, hafifçe ›slanm›fl,
rutubetli:
nemli çamafl›rlar.
2.
Nem ora-
n› yüksek olan:
nemli hava.
nemölçer
a.
Havadaki nem oran›n› ölçme-
ye yarayan ayg›t, higrometre.
nemrut, -du
ön a. Ar.
Yüzü gülmeyen, as›k
suratl›, ac›mas›z, gaddar.
ne ... ne ...
ba¤.
Tümcede görevleri ayn›
olan ögeleri olumsuzluk iliflkisiyle birbi-
rine ba¤lar:
Ne kitap okur ne gazete.
nene
a. hlk.
1.
Anne.
2.
Büyük anne, nine.
neodim
a. Fr. kim.
Kat› hâlde, beyaz renkli
ve atom numaras› 60, atom kütlesi
144,24 olan bir element (simgesi: Nd).
neon
a. (ne’on) Fr. kim.
S›v› durumuna ge-
tirilmifl havadan elde edilerek ayd›nlat-
ma araçlar›nda kullan›lan, havada az
olarak bulunan asal gazlar s›n›f›ndan ve
atom numaras› 10, atom kütlesi 20,18
olan bir element (simgesi: Ne).
neon lambas›
a.
Neon tüpü kullan›larak
Ne
neon lambas›
456
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 456
1...,446,447,448,449,450,451,452,453,454,455 457,458,459,460,461,462,463,464,465,466,...688
Powered by FlippingBook