AB‹ GERÇE⁄‹ Ö⁄REN‹YOR
Bir ay geçti. Vezir Kaku kentin kamu hesaplar› üzerinde
çal›fl›yordu. Bu kolay ifl de¤ildi. Geçen on gün boyunca, he-
saplar aç›klay›c› bilgi istekleriyle, iki kez kendisine geri gönde-
rilmiflti. Abi fazla soru sormaya al›flmam›flt›. Kaku’nun cebine
biraz para koyma hakk›n› tan›yordu. Fakat flimdi, ifller de¤iflik
gibi görünüyordu. Toplanan bütün paran›n Kraliçe’ye ödenme-
si ya da hesab›n›n ona verilmesi gerekiyordu. Büyük bir aç›k
vard› ki, bunun Kaku’nun özel servetinde aran›p bulunmas›
gerekiyordu. Kaku, öfke içinde iki bafl vergi toplay›c›s›n› ça-
¤›rtt› ve ço¤unu kendisinin çald›¤› eksik paray› buluncaya dek
dövülmelerini emretti. Sonra kendi dairesinin salonuna gitti ve
orada Abi’yle karfl› karfl›ya geldi. Prens çok de¤iflmiflti. Öyle
yafll› ve düflkün görünüyordu ki, odan›n lofl ›fl›¤› içinde Kaku
onu tan›yamad›. Bir dilenci sanarak küfretti ve çekip gitmesini
söyledi. Abi’nin kan› tepesine ç›kt›. Kaku’nun üzerine at›ld› ve
onu sakal›ndan tutarak, surat›na vurdu.
111