M›s›r Kraliçesi Firavun’un taht›nda oturuyordu. Karanl›¤›n or-
tas›nda alevden bir vücut gibi görünüyordu. Fakat gözlerinde
insanlar› geri kaç›rtacak kadar korkunç bir fley vard›.
Sonunda Kaku cesaretini toplad› ve Abi’ye seslendi:
– Ey prens, gelinin burada; gel ve onu al!
Abi ileri do¤ru yürüdü.
Birdenbire berrak bir ses duyuldu:
– Burada ne yap›yorsun, ey Memfis’in efendisi? Ha! Seni
de görüyorum Kaku, büyücü. Fakat Meritra nerede? Dudak-
lar›n›n iyileflmesini mi bekliyor?
– Bunlar› nas›l ö¤rendiniz? Saray›mda casuslar›n›z m›
var? diye sordu Abi.
– Evet. Saray›nda ve her yerde casuslar›m var. fiimdi be-
ni eflin olarak götürmeye geldin, de¤il mi? Güzel, haz›r›m. Ya-
p›n, cesaret ederseniz...
– Niçin cesaret etmeyeyim, ey Kraliçe? diye sordu Abi.
– Söyle bana, dedi Kraliçe. Geceleyin Kaku’nun odas›n-
daki büyülü küre niçin k›r›ld›? Kaku’ya yorumunu sordu¤un,
Kaku’nun bir fley bilmedi¤i o garip rüyay› niçin gördün? Amen
bana gelece¤in görüntüsünü verdi, ben her fleyi biliyorum.
Fakat onlar hofluna gidecek fleyler de¤iller.
– Söyle bana ey Kraliçe, Asti nerede?
– Onu baz› ifllerimi görmesi için Tep’e gönderdim. Ona Fi-
ravun’un öldürülmesi olay›n›, mezar›n›n duvarlar›na kazd›r-
mas›n› emrettim.
Bu sözler üzerine orada bulunanlar›n cesaretleri söndü,
102
