deki k›l›ca bak›yordu.
– K›l›c›n niçin çekilmifl, ey eflim? diye sordu.
– Seni öldürmek için ey kad›n, diye ba¤›rd› Abi.
Sövüp sayarak küfür sözleri s›ralad›. Sonunda Tua:
– Çok konufluyor, fakat az fley yap›yorsun, dedi. K›l›c›n
elinde. Kullan onu.
Abi üzerine at›ld›, ama görünmeyen bir güce çarpm›fl gibi
geri düfltü. Duvara dayan›p kald›, sonra yine sald›rd›. Yine
geri düfltü.
– ‹yi bir öldürücü de¤ilsin, dedi Kraliçe. Oysa hayli uygu-
lama yapm›flt›n. B›rak Kaku denesin.
– Ey majesteleri, dedi Kaku. Size elimi kald›rmaktansa öl-
meyi ye¤ bulaca¤›m› bilirsiniz.
– Evet, dedi Tua. Prens Abi beni öldürmeni söylüyordu sa-
na, fakat reddediyordun: Kendi nedenlerinden dolay›...
K›l›ç, Abi’nin elinden düfltü ve bir sessizlik oldu.
– Abi, ben içeri girmeden önce, benim nas›l öldürülece¤im
üzerine konufluyordun. O da sana, beni öldürmeye neden ce-
saret edemedi¤ini söyleyemiyordu. Fakat mademki bilmek is-
tiyorsun, gerçe¤i ö¤reneceksin. Bana bak alçak adam, ko-
cam. Bana bak, köle!
Ona bak›yorlard›, fakat ne gördüklerini asla söyleyemiyor-
lard›. Yüzükoyun yere düflüp yüksek sesle ba¤›rmaya baflla-
d›lar. Sonunda yüreklerinden korku ç›k›nca, onu yüce ve gü-
zel bir hâlde gördüler.
– Kimsin? diye ba¤›rd› Abi. Ölüm kraliçesi misin? Ya da ölü
114