Pençe Huck bile köyde yatt›¤› avlular›, domuz ah›rlar›n› özlü-
yordu. Ama hiçbiri bunu a盤a vurma yüreklili¤ini gösteremi-
yordu.
Bir süredir uzaktan gelen garip sesler gittikçe yaklafl›nca
irkildiler. Uzaktan bir gümbürtü duyuldu. Çocuklar, duydukla-
r› sese bir anlam veremediler. Gümbürtü ikinci kez duyuldu.
Hep birlikte k›y›ya kofltular. Küçük, buharl› bir gemi, a¤›r
a¤›r yol al›yordu. Güvertesi insan doluydu. Çevresi kay›klar-
la kuflat›lm›flt›. Tom;
— Biri bo¤ulmufl galiba, dedi.
— Geçen y›l Bill Turner bo¤uldu¤unda da böyle olmufltu.
Suyun yüzüne kuru s›k› atefl ederler, ceset su yüzüne vurur.
Bazen, ekme¤in içine c›va koyup suya b›rak›rlar. Ekmek, bo-
¤ulan kiflinin bulundu¤u yere gidip durur, dedi Huck.
— Ben de duydum. Ekmek, ölünün bulundu¤u yere nas›l gi-
diyor acaba, diye sordu Joe.
— Önemli olan ekmek de¤il, onu suya b›rakmadan önce
okunan duad›r, dedi Tom.
— Dua ettiklerini hiç görmedim, dedi Huck.
Joe ve Huck, orada olamad›klar› için hay›flan›yorlard›.
Tom, birdenbire heyecanla hayk›rd›.
— Ben biliyorum kimin bo¤uldu¤unu! Bo¤ulan biziz! Bizi ar›-
yorlar!
Art›k hepsi ünlü olmufllard› demek! Ortadan kaybolduklar›
duyulmufltu ve aileleri onlar›n yaslar›n› tutuyordu. Bir daha ge-
ri gelmeyecek olan yavrular›na yapt›klar› kötülükleri düflün-
dükçe, annelerinin içleri kan a¤l›yordu.
35