— Bundan böyle sizinle konuflmayaca¤›m!
— Gitmeni biz mi istiyoruz? Köye dön de herkes seni ala-
ya als›n. Ne güzel de korsan olur senden! ‹sterse gitsin Huck,
onsuz da yapabiliriz, öyle de¤il mi?
— Geri gönelim Tom. Çok ›ss›z bir yer buras›.
— ‹stersen sen de git. Ben bir yere ayr›lmam.
— Gelsen iyi olur. K›y›ya var›nca seni bekleriz.
— Çok beklersiniz!
Tom, geri dönebileceklerini umuyordu. Ama birden çevre-
sinde kimsenin kalmad›¤›n› görünce gururunu yendi.
— Durun! Size bir fley söyleyece¤im, diyerek arkalar›ndan
kofltu. Art›k gizini aç›klamaktan baflka ç›kar yol kalmam›flt›.
Yapmay› düflündü¤ü her fleyi onlara anlatt›.
— Bunu önceden söyleseydin, hiç gitmeye kalkmazd›k, de-
diler.
Sonra hep birlikte nefleyle geri döndüler.
Gece yar›s› uyanan Joe, arkadafllar›n› da kald›rd›. Hava
çok bo¤ucuydu. Sanki her an bir fley olacakm›fl gibiydi. Or-
tal›k koyu karanl›¤a bürünmüfltü. Gökyüzünde bir ›fl›k yan›p
söndü, bunu bir baflkas› izledi. A¤açlar aras›nda bir h›fl›rt› ve
inleme sesi duyuldu. Rüzgâr, yanaklar›n› okflay›p geçti. Bu,
sanki orman›n ruhuydu. Çocuklar korkuyla titrediler.
Güçlü bir ›fl›k, yeri gö¤ü ayd›nlatt›. Ard›ndan gök gümbür
gümbür gürledi. Yapraklar›n üzerine üç befl ya¤mur damlas›
düfltü. Tom;
— Çad›r›n alt›na girelim, diye ba¤›rd›.
Karanl›kta düfle kalka yelken bezinin alt›na s›¤›nd›lar. Islan-
41