biçimde durgundu. Çocuklar›n bile içinden, bu tatil gününde
oynamak gelmiyordu. Kimse, hiçbir fleyden tat alam›yordu.
Becky Thatcher de çok üzgündü. Kendi kendine, ¡Keflke, o
pirinç tokma¤› geri vermeseydim. Elimde onunla ilgi-
li hiçbir an› yok.™ diyordu. Okulun bahçesinde, o gün ö¤leden
sonra yaln›z bafl›na dolafl›rken a¤lamamak için kendini güç tu-
tuyordu. ¡O an› bir daha yaflayabilmek için neler vermezdim.
Tom öldü, art›k onu hiç göremeyece¤im!™ diye düflündü.
Becky’nin yanaklar›ndan gözyafllar› süzülüyordu. Tom’un ar-
kadafl› olan k›zl› erkekli bir grup çocuk yan›ndan geçti. Her-
kes, onunla ilgili bir an›s›n› anlat›yordu. Anlatacak baflka fley
bulamayan yafl› küçük bir çocuk da övünerek;
— Tom Sawyer bir gün beni dövmüfltü, dedi.
Her çocuk ayn› fleyi söyleyebilece¤ine göre, yan›ndakiler
bunun övünülecek bir yan› olmad›¤›n› söylediler.
Ertesi sabah, pazar dersleri sona erdi¤inde, kilisenin çan-
lar› çalmaya bafllad›. Herkes kilisenin önünde birikmifl, üzüntü-
sünü dile getiriyordu. Köyün küçük kilisesi hiçbir zaman böyle
kalabal›k olmam›flt›.
Kalabal›k olmas›na karfl›n, insanlar konuflmuyor, sessizce
beklefliyordu. Çok geçmeden, önce Sid’le Mary, arkalar›nda
Polly teyze, onun ard›ndan Harperler içeri girdiler. Üzerlerin-
de yas giysileri vard›. En öndeki yerlerine oturuncaya dek
herkes ayakta bekledi. Rahip, ellerini iki yana açarak dualar
okudu. Ölü çocuklar›n, fark›na var›lmam›fl erdemlerinden söz
etti. Ne kadar iyi, sevimli çocuklar olduklar›n› kan›tlay›c› öy-
küler anlatmaya geçince, dinleyiciler derin bir üzüntüye kap›l-
43