Tom’un verdi¤i emirler, oyunu kurallara göre oynamak için-
di. Nehrin ortas›n› geçtikten sonra, pek konuflmad›lar. Köy ta-
raf›nda birkaç zay›f ›fl›k gördüler. Herkes uykudayd›. Becky,
onu aç›k denizde korkunç f›rt›nalarla bo¤uflurken görmeliydi.
Sal, adan›n kumsal›na yaklaflt›¤›nda, saat gecenin ikisi ol-
mufltu. Salda bulduklar› yelken bezini, çal›lar aras›ndaki bir
çukurun üzerine gerip yiyecekleriyle yanlar›ndaki eflyaya ko-
runak yapt›lar. Kendileri aç›k havada yatacaklard›.
Atefl yak›p yemek haz›rlad›lar. Kimsenin yaflamad›¤› bu
adada, aç›k havada yemek yiyip kamp ateflinin çevresinde
oturmak çok hofltu do¤rusu.
— Ne güzel de¤il mi?
Bunu Joe söylemiflti. Tom;
— Buray› çok sevdim. Çocuklar bizi görseler ne yaparlar-
d› dersiniz?
— Burada olmak için neler vermezlerdi!
— Bundan iyisini düflünemem. Asl›nda, ben hep aç gezen
biriyim. Buran›n sevdi¤im yan›, insan› kimsenin rahats›z etme-
mesi, dedi Huck.
— Ben de istedi¤im yaflant›ya kavufltum. Sabahlar› erken
kalkmak, okula gitmek, y›kanmak gibi saçmal›klar yok art›k.
Korsanlar karaya ç›kt›klar›nda hiçbir ifl yapmazlar, dedi Tom.
— Korsanlar ne türden ifller yaparlar, diye sordu Huck.
— Keyiflerince yaflay›p e¤lenirler. Aç›k denizlerde ele
geçirdikleri gemileri ya¤malad›ktan sonra yakarlar. Gemide-
kileri öldürüp paralar›n›, adalar›n›n ulafl›lmas› güç yerlerine
gömerler.
— Ama kad›nlar› öldürmezler, dedi Joe.
33