– Verdi¤iniz para karfl›l›¤›nda ald›¤›m›z aletlerin kusursuz
olmalar› gerekir, dedi. Ama Kaptan Donald’›n hesaplar›n›n
do¤ru olup olmad›¤›n› nereden bilebiliriz? Baflkas›n› bulama-
d›¤›m›z için onu kabul etmeye mecburduk. Kim bilir belki de,
hiç denize ç›kmam›fl sahtekâr›n biridir...
Bob, kaptan›n ne yan›t verdi¤ini duymad›. Her geçen gün
bu tür konuflmalar art›yor, zaman zaman a¤›z dalafl› hâline
geliyordu.
Yahudi çok sinirliydi. Bir iki haftadan sonra, saatlerce ka-
maras›na kapan›p öfkesinden t›rnaklar›n› yemeye bafllad›.
Sulu boya resimler yaparak avunmaya çal›fl›yordu. Bazen si-
nirinden k⤛tlar› y›rt›p parçal›yor ve denize at›yordu. Koflup
kamaras›ndan büyük tüfe¤ini al›yor; teknenin ucunda bir ye-
re yerleflip arada bir kafas›n› ç›karan büyük bal›klara niflan
al›yordu.
Böylece, Janet-Smith birkaç gün daha yolculu¤una de-
vam etti. Kaptan Donald, masas›n›n önünde oturup saatler
boyu hesap yap›yordu.
Art›k iyice bunalm›flt›. Bu iflten s›k›l›yordu.
Micihara sinirli sinirli gülüyor; bazen resim yap›yor, bazen
bir dire¤e t›rmanarak gün boyu ufukta bir türlü görünmeyen
aday› araflt›r›yordu.
Bob da, bu arada ambarlara göz gezdiriyordu. Bir ara
kendisi için al›nan bira kasalar›na gözü iliflti. Keyfi kaçm›flt›.
Bir kibrit daha çak›p yine sayd›. Köfleye buca¤a iyice bakt›.
60