sonra hafifçe e¤ilerek dikkat kesilen Bob’›n kula¤›na f›s›ldad›:
– Size bir fley söyleyece¤im... Saat neredeyse ö¤leden
sonra befl oluyor. Yemekten önce, sizin o çok lezzetli kokteyl-
lerinizden birini içmek isterdim...
Bob yenildi¤ini kabul etmiflti. Kalk›p d›flar› ç›kt›. Bu yafll›
adam, ya gerçekten akl›n› oynatm›flt› ya da herkesle alay edi-
yordu.
Baflka bir gün, güverteye ç›kan merdivenin madenî trab-
zan›n› parlat›rken, Arizonal›’yla Yahudinin Yafll› Kurt’u konufl-
turmaya çal›flt›klar›n› fark etti. ‹kisi, daha önce yafll› adam› ol-
dukça içirmifllerdi. Dilinin çözülmesini bekliyorlard›. Jacob
Bluesse, yüzündeki derin yara iziyle sa¤ elinin parmaklar›n›
nas›l kaybetti¤ini anlat›yordu:
– F›rt›nadan sonra can›m›z› zor kurtarm›flt›k. Dalgalarla
on gündür bo¤ufluyorduk. Hepimiz aç ve susuzduk. Sanki de-
liye dönmüfltük. Her sabah flalupan›n dümeninde, küreklerin-
de biriken çiyi yal›yorduk. Herkesin bir pay› vard›, ondan faz-
las›n› yalamaya hakk› yoktu. Fakat gemiciler durmadan çeki-
fliyorlar, bir türlü anlaflam›yorlard›. Bir sabah önce, bir deniz-
ci, hakk›ndan fazlas›n› yalad›¤› için arkadafl›n› b›çaklam›flt›.
Ben rüyamda, buz gibi kaynaklardan sular içti¤imi görüyor-
dum. Hafif bir gürültüyle uyand›m. Hakk›m› afl›rmaya gelen
biriydi bu...
Garip bir hayvan gibi sürünerek ilerliyor, dilini flap›rdata-
rak biriken çiyi h›rsla yal›yordu. Elimde çiy toplad›¤›m bir kü-
54