– Evet, senin oldu.
Böylece, günler birbiri ard›na geçip gidiyordu. Hava gittik-
çe ›s›nmaya bafllam›flt›.
Zaman zaman Arizonal› çiftçi, Yahudi ve birinci kaptan
Donald (Dan›ld), direklerin tepesine ç›karak uzak ufuklar›
seyre dal›yorlard›. Yahudi, fliflman vücudunu dire¤in en yük-
sek yerine s›k›ca ba¤lat›yor, elindeki dürbünle saatlerce bak›-
yor, bak›yordu. Baz› günler Yafll› Kurt da bir dire¤in tepesin-
de düflüncelere dal›yordu.
– Garip, çok garip, diye söylendi Yafll› Kurt bir defas›nda.
Beni kurtaran denizci ölmeden önce, adan›n enlem ve boy-
lam noktas›n› söylemiflti. Bu hesaba göre, art›k görünmesi
gerekirdi. Yoksa kaybolup gitmifl olmas›n? Öyle ufak tefek bir
yer de¤ildi ki... Ölçmüfltük. Tam üç bin sekiz yüz otuz befl fit-
ti. Çok dikkatle ölçtü¤ümüzü an›ms›yorum.
Kaptan Donald, ona yan›t verdi.
– Günlerdir durmadan denizi tar›yorum. Daha gözüme ili-
flen bir kara parças› olmad›.
Yafll› Kurt, kendi kendine söylenmeye devam ediyordu:
– Yan›m›zdaki aletler bakal›m do¤ru mu? ‹kifler tane ala-
l›m, kontrol etmek için faydal› olur, demifltim. Sen Micihara,
ekonomik olsun diye reddettin.
Micihara’n›n can› s›k›lm›flt›.
– Geraldin de benim gibi düflünüyordu, dedi.
Kaliforniyal› çiftçinin lâf iflitmeye tahammülü yoktu.
59