mek beni öyle sevindirmiflti ki, özgürlü¤ümü kaybetti¤i-
mi akl›ma bile getirmiyordum. Bu konuyu, ilerde düflü-
nebilirdim. O anda akl›ma gelen fleyi sordum.
– Ad›n›z nedir? Sizi nas›l ça¤›raca¤›z?
– Bana Kaptan Nemo diyebilirsiniz. Nautilus (Noti-
lus)’un kaptan› benim.
Kaptan Nemo, bir gemiciyi ça¤›r›p:
– Lütfen Mr. Land ve Mr. Conseil’e kamaralar›n› gös-
terin, dedi. Kahvalt›lar›n›z sizi bekliyor beyler. Profesör,
siz lütfen benimle gelin. Beraber kahvalt› edece¤iz, son-
ra size gemiyi gezdirece¤im.
* * *
Kaptan Nemo, beni bir koridordan geçirip aç›kl›k bir
yere getirdi. Buray› geçtikten sonra, bir kap›dan girdik ve
kendimi yemek odas›nda buldum.
Oda iyi ayd›nlat›lm›fl ve çok güzel döflenmiflti. Oda-
n›n ortas›nda, p›r›l p›r›l cilâl› bir masa vard› ve kahvalt›-
m›z bu masan›n üzerine haz›rlanm›flt›.
Masaya oturup yemeye bafllad›k. Az sonra Kaptan
Nemo sordu:
– Yediklerinizi nas›l buluyorsunuz Profesör?
– Lezzetli buluyorum, fakat al›flt›¤›m yiyeceklerden
çok de¤iflik.
– Yiyeceklerimizi denizden sa¤l›yoruz. Karadan elde
edilen yiyecekleri art›k yemiyoruz.
Yemekten sonra kütüphaneye geçtik. Kaptan Nemo:
– Burada on iki binin üzerinde kitap var, dedi.
22