te aç kalm›fllar, birlikte hapsedilmifllerdi.
Oliver, Dick’in yan›na yaklaflarak onu selamlad›.
– Hey Dick, sak›n sesini ç›karma, beni gördü¤ünü de kim-
seye söyleme. Kald›¤›m yerde bana çok kötü davrand›lar,
dövdüler, kaçmak zorunda kald›m. Fakat sen neden böyle
solgun görünüyorsun?
Dick, Oliver’a üzüntülü bir sesle:
– Yak›nda ölece¤imi biliyorum, dedi. Doktor, Bayan
Mann’e söylerken duydum. Seni gördü¤üme sevindim. Haydi
durma kaç! Tanr› seni korusun.
‹lk defa birisi, hem de küçük bir çocuk onun için dua edi-
yordu. Oliver, yaflam›n›n geri kalan dönemlerinde; geçirdi¤i o
f›rt›nal› günlerde bile, bu küçük arkadafl›n›n duas›n› hiç unut-
mad›.
Oliver, keçi yolunun sona erdi¤i çite ulafl›p yeniden ana
yola ç›kt›. Saat sekiz olmufltu. Ö¤leye kadar, izlenmekten
ve yakalanmaktan korkarak; çitlerin, dönemeçlerin ard›na
saklan›p sürekli koflarak yol ald›. Oliver, kendisine kötü dav-
ran›p kaçmas›na neden olan insanlar›n hayallerini görür gi-
bi oluyordu. Sonra dinlenmek için, bir tafl›n kenar›na oturup
ilk kez düflünmeye bafllad›. Nereye gidecek, nerede yafla-
yacakt›?
Kenar›nda oturdu¤u tafl›n üzerinde, iri iri harflerle, Lond-
ra’n›n tam yüz kilometre uzakta oldu¤u yaz›l›yd›.
Oras› çok büyük bir kentti. Londra’da onu hiç kimse, hat-
ta Bay Bumble bile bulamazd›. Birçok kez, düflkünler evinde-
ki yafll›lardan, ak›ll› bir gencin Londra’da hiçbir zaman aç kal-
33