fiimdi de, soka¤›n karfl›s›nda durmufl, düflünceli bir yüzle
kendisine bak›yordu.
Oliver, önce onunla pek ilgilenmedi. Fakat çocuk, hiç k›-
p›rdamadan durup onu öylesine uzun uzun seyretti ki, Oliver
sonunda bafl›n› kald›r›p ona bakt›. Bunun üzerine, çocuk kar-
fl›ya geçip Oliver’a yaklaflarak:
– Merhaba arkadafl. Neyin var senin? diye sordu.
Bu, garip görünüfllü bir çocuktu. Oliver’la hemen hemen
ayn› yafltayd›. Oldukça pis bir görünüflü vard›. fiapkas› her
an tepesinden düflecekmifl gibi duruyordu. Paltosu hemen
hemen topuklar›na kadar iniyordu. Paltonun kollar›n›, ellerini
pantolon ceplerine rahatça sokabilmek için geriye do¤ru k›-
v›rm›flt›. Elleri ceplerindeydi.
Garip görünüfllü çocuk Oliver’a yeniden:
– Merhaba arkadafl, neyin var senin? diye yine sordu.
Oliver, gözleri dolu dolu olarak yan›t verdi:
– Çok aç›m. Yorgunum da. Uzun bir yol yürüdüm. Tam ye-
di gündür yolday›m.
Delikanl› ›sl›k çald›. Kollar›n› ceplerine dald›rd›:
– Yedi gün yürüdün ha? Anlad›m, anlad›m. Gagan›n em-
riyle öyle mi?
Oliver’›n flaflk›n flaflk›n bakt›¤›n› görünce de:
– Gagan›n ne demek oldu¤unu bilmiyorsun galiba! dedi.
Oliver, kufl a¤z›na “gaga” dendi¤ini bildi¤ini söyledi.
Çocuk:
– Ne kadar da safm›fls›n be! Gaga, hâkim demek. Bir ga-
gan›n emriyle yürürsen düz gidemezsin, hep yukar› ç›kar, bir
35