ne almay› kabul etti. Böylece elbisesinin üzerine temiz, beyaz
bir önlük ba¤lad›; k⤛t bigudilerini has›r bir bafll›¤›n alt›na t›-
k›flt›rarak yola koyulmak üzere haz›rland›.
Yahudi, üzeri örtülü küçük bir sepet getirerek:
– Bir dakika, dedi. Bunu eline al da seni kendi hâlinde bi-
ri sans›nlar.
Sikes:
– Bir de kap›n›n anahtar›n› ver Fagin. Öteki elinde de onu
tutsun.
Nancy, küçük sepetle sokak kap›s›n›n anahtar›n› elinde
tutarak:
– Kardeflim. Benim zavall›, sevgili masum kardeflim. Ne-
ler geldi bafl›na? Nerelere götürdüler onu? Ne olur ac›y›n
ona. Söyleyin, ona ne yapt›n›z baylar? Ne olur yalvar›r›m
baylar? diye ba¤›rmaya bafllad›.
Bütün bunlar›, kalbi k›r›k bir sesle söyledikten sonra su-
sup odadakilere göz k›rpt›. Gülümseyerek hepsini selâmlad›
ve ç›k›p gitti.
Nancy karakola gitti. K›sa bir süre sonra, sokaklarda yal-
n›z, korumas›z yürümenin verdi¤i çekingenli¤e karfl›n karako-
la kazas›z belâs›z girdi. Anahtar›yla hücre kap›lar›ndan birisini
t›klat›p dinledi. ‹çeriden hiç ses gelmiyordu. Bu nedenle öksü-
rüp yeniden dinledi. Yine karfl›l›k veren olmad›. En sonunda:
– Orada küçük bir çocuk var m›? dedi.
Bir ses:
– Hay›r! Tanr› korusun! diye yan›t verdi.
Orada bulunan suçlulardan hiçbirinin ad› Oliver de¤ildi,
66