soylu bir biçimde dövüflmeniz gerekir.
D’Artagnan yan›t vermeden M. Tréville’i selâmlad›.
Silâhflor olman›n güçlü¤ü, onun bu iste¤ini daha da ar-
t›rm›flt›.
M. Tréville, genç adam›n yüre¤inin derinliklerini oku-
mak istercesine, bak›fllar›n› do¤rudan do¤ruya onun
gözlerine dikmiflti. Sözlerini flöyle sürdürdü:
– Baban›z benim eski arkadafl›md›r. Size söylemifl-
tim bunu. Sizin için bir fleyler yapmak isterim delikanl›.
Ancak, daha ö¤renmeniz gereken fleyler var. Kraliyet
Okulu’nun müdürüne hemen bugün bir mektup yazaca-
¤›m. Hiçbir fley ödemeyeceksiniz. Reddetmeyin sak›n.
Birçok soylu kifli oraya girmek için can at›yor. Dans et-
meyi ve ata binmeyi çok iyi ö¤reneceksiniz. Dostlar edi-
necek ve zaman zaman da beni görmeye geleceksiniz.
Bana ne durumda oldu¤unuzu söyleyeceksiniz ve ben
de sizin için elimden geleni yapmaya çal›flaca¤›m.
D’Artagnan, Parisin âdetlerini bilmiyordu. Ama silâh-
florlar›n flefinin so¤uk tavr›n› anl›yordu.
– Babam›n mektubunun de¤erini bugün anl›yorum
efendim! dedi.
– Do¤rusu, üzerinizde böyle bir mektup olmadan bu
kadar uzun bir yolculu¤u nas›l yapt›¤›n›za flafl›yorum.
– Üzerimde öyle bir mektup vard› efendim. Hem de
gerçekten ve soylu bir mektuptu bu. Ama onu çald›lar
benden.
28