001-321emin.QXD - page 106

74
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu (Birinci Grup)
tiklâlini tam olarak sa¤lamak gibi k›sa ve kesin bir maksatla kurulmufltur. Teflkilât-›
Esasiye Kanunu’nun uygulanma durumu da gayesi içindedir. Teflkilât-› Esasiye Kanu-
nu, bütün idare sistemini ve Türkiye Hükûmeti’nin hukukî durumunu gösteren ayr›n-
t›l› ve tam bir kanun olmay›p, memleketin mülkî ve idarî teflkilât›nda zaman›n flartla-
r›n›n gerektirdi¤i halkç›l›k ilkesini ifade eden bir kanundan ibarettir. Bu kanunda cum-
huriyeti ifade eden bir fley yoktur. Raif Efendi’nin, saltanat fleklinin cumhuriyetçili¤e
dönüfltürülmek istendi¤i yolundaki düflüncesi, kuruntudur.
Meclis’teki grup merkezinde kendilerine önemli ifller verilen kimseler aras›nda, kifli-
likleri ve geçmiflteki davran›fllar›yla, elefltirilebileceklerin bulundu¤u yolundaki iddia
ise, daha aç›k bir ifade ile, do¤rulanmaya muhtaç bir durumdad›r. Her ifli, bütün idarî
kabiliyetleri ve flahsî faziletleri ile mükemmel yetiflmifl adamlara vermek, pek de¤er-
li ve tatl› bir dilek olmakla birlikte, kendi toplumumuz için de¤il, dünyan›n en ileri git-
mifl milletleri için bile, her çevre, her bölge ve her meslek sahibi taraf›ndan sayg›ya
de¤er görülecek bu kadar çok adam bulmak imkâns›zd›r. Hayalî ve gerçek d›fl› düflün-
ce ve iddialarla, memleketin kendisine dayanabilece¤i tek kuvveti ve teflkilât› y›pra-
tacak engellemelere baflvurmak, e¤er cahilce bir ç›lg›nl›k de¤ilse, herhalde bir hain-
lik olarak kabul edilmelidir. Zât›devletlerince de bilinir ki, ilerleme yolunda giriflilecek
her önemli teflebbüsün, kendine göre önemli sak›ncalar› vard›r. Bu sak›ncalar›n en alt
düzeye indirilebilmesi için al›nacak tedbir ve yap›lacak giriflimlerde kusur etmemek
gerekir.”
Bundan sonra Efendiler, Teflkilât-› Esasiye Kanunu yap›l›rken, sivil ve askerî devlet
adamlar›yla Müdafaa-i Hukuk merkezlerinin düflüncelerini almak konusundaki görü-
flümü de flöyle aç›klad›m : “Zât›devletlerince de bilindi¤i üzere, bir hükûmet fleklinde
yafl›yoruz ve onun bütün flartlar›na uymak zorunday›z. Kanunun, Meclis komisyonla-
r›ndan sonra, Genel Kurul’daki tart›flmalar›yla ortaya ç›kacak flekli üzerinde, uzaktan
al›nacak düflüncelerle etki yap›lamayaca¤› elbette kabul buyurulur.”
Kâz›m Karabekir Pafla, Teflkilât-› Esasiye Kanunu’nun yap›lmas›nda niçin acele edildi-
¤inin, bunun uygulanmas›ndan do¤acak güçlüklerin nas›l giderilece¤inin, hilâfet ve
saltanat konusundaki görüflümüzün ne oldu¤unun aç›klanmas›n› da istemiflti. Bu nok-
talarla ilgili cevaplar›mda demifltim ki : “Teflkilât-› Esasiye Kanunu’nun yap›lmas›nda
acelecilik say›lan tutumun sebebi, bütün dünyada ve memleketimizde belirmifl olan
halkç›l›k ak›m›n›, sa¤lam bir flekilde tespit ederek, bu konuda baflka türlü kat›flmala-
ra (ihtilâta) yer vermemek; ayn› zamanda yüzy›llardan beri yetersiz kimseler elinde
boyuna kötüye kullan›lan millet haklar›n› korumak için, bu haklar›n as›l sahibi olan
millete de söz hakk› tan›mak ve bu yüksek düflüncenin geliflmesi için bugünkü ola¤a-
nüstü flartlardan yararlanmakt›r.
Kanunun ne dereceye kadar uygulanabilece¤ini ölçmek için de bu iflle u¤raflmaya f›r-
sat bulacaklar›n azim ve irade yetene¤ini hesaba katmak gerekir.
Ortada hilâfet ve saltanat meselesi diye bafll›bafl›na bir mesele yoktur. Söz konusu
olan, Padiflah’›n haklar›d›r. Onun belirlenmesi ile s›n›rland›r›lmas› için son birkaç yüz-
y›l›n tecrübeleri ve devlet kavram›ndaki millet haklar›n›n gerçek anlam› gözönünde
bulundurulmal›d›r. Bu konuda flimdilik tespit edilmifl kesin bir kural›m›z yoktur.”
Kâz›m Karabekir Pafla’n›n, grup baflkan› olmay›p tarafs›z kalmakl›¤›m konusundaki
teklifine verdi¤im cevapta da, flu düflünceleri ileri sürmüfltüm : “‹stanbul’daki Meclis-
i Mebusan gibi bir meclisin baflkan› de¤ilim. Böyle bile olsa bir partiye ba¤l› olmak ta-
biîdir. Halbuki, Büyük Millet Meclisi’nin yürütme yetkisi de bulundu¤undan, bir bak›-
ma, hükûmet niteli¤indeki bir meclisin baflkan› bulunmaktay›m. Yürütme yetkisi de
bulunan bir baflkan için, ço¤unluk partisinden olmak pek gereklidir. Buna göre, genifl
bir programla ortaya at›lm›fl siyasî bir partinin baflkan› da olabilirim. Bütün kimli¤im-
le kar›flm›fl bulundu¤um Cemiyet’ten (Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti) ayr›lmakl›¤›m müm-
kün olmad›¤› gibi, o cemiyetten do¤mufl olan grup içinde bulunmakl›¤›m da zarurîdir.
Asl›nda grup, hemen hemen Meclis Genel Kurulu’na yak›n büyük bir ço¤unlu¤u içine
almaktad›r. D›flar›da kalanlar, Erzurum milletvekillerinden Celâlettin Arif Bey ve Hüse-
yin Avni Efendi ile davran›fllar›nda serbest kalmak isteyen birkaç kifliden ibarettir...”
Nutuk : s.403.
TBMM’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu
Madde-i Esasiye ve Nizamname-i Dahilî kitap盤›n›n
kapa¤›.
‹smet Bey (‹nönü) taraf›ndan kaleme al›nan, Mustafa Kemal
imzal› Müdafaa-i Hukuk Grubu Program› ve Misak-› Millî
tasla¤›n›n ilk sayfas›.
20 Temmuz 1921 tarihli “Do¤u Cephesi Kumandan› Kâz›m
Karabekir Pafla Hazretlerine” bafll›kl› belgenin ilk say-
fas›.
ANADOLU VE RUMEL‹ MÜDAFAA-‹ HUKUK GRUBU (B‹R‹NC‹ GRUP)
ATATÜRK’ÜN
ANLATIMIYLA
NUTUK’TA
1...,96,97,98,99,100,101,102,103,104,105 107,108,109,110,111,112,113,114,115,116,...960
Powered by FlippingBook