001-321emin.QXD - page 105

73
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu (Birinci Grup)
Yeri geldi¤inde arz etmifltim ki, ilk Anayasa’m›za kaynakl›k eden 13 Eylül 1920 tarihli
bir program› Meclis’e sunmufltum. Bu program›n Meclis’te 18 Eylül’de okunan k›sm›n-
dan baflka, buna da esas olmak üzere, Büyük Millet Meclisi’nin temel niteli¤ini ve yö-
netim usulü ile ilgili görüflleri tespit eden ve Meclis’in aç›l›fl›ndan sonra okunup kabul
edilen önergemi de bu k›s›mla birlikte “halkç›l›k program›” ad› alt›nda bast›rm›fl ve
yay›mlatm›flt›m. Arz etti¤im gruplar, benim bu program›mdan ilham alarak, birtak›m
unvanlar tak›nmaya ve programlar tespit etmeye bafllad›lar. Bir fikir vermifl olmak
için bu gruplardan belli bafll›lar›n›n adlar›n› sayay›m:
a) Tesanüt Grubu
b) ‹stiklâl Grubu
c) Müdafaa-i Hukuk Zümresi
d) Halk Zümresi
e) Islahat Grubu
Bu gruplardan baflka, isimsiz olarak özel maksatl› baz› küçük gruplar›n da faaliyet hâ-
linde olduklar› anlafl›l›yordu.
Efendiler, bu isimlerini sayd›¤›m gruplardan her biri, Meclis görüflmelerinde disiplini
sa¤lamak ve oylar› birlefltirmek maksad›yla kurulmufl olduklar› halde, varl›klar› aksi-
ne gösteriyordu.
Gerçekten de, say›lar› çok, üyeleri s›n›rl› olan bu gruplar birbirleriyle yar›flmaya kal-
k›flm›fllar ve birbirlerini dinlememek yüzünden Meclis’te neredeyse bir kargafla do-
¤urmaya bafllam›fllard›. Hele Teflkilât-› Esasiye Kanunu Meclis’ten ç›kt›ktan sonra, ya-
ni Ocak 1921 sonlar›nda Meclis üyelerinin ve ortaya ç›kan gruplar›n, genellikle her ko-
nuda toplant›ya kat›lmalar›n› ve birlikte çal›flmalar›n› sa¤laman›n, bir kat daha güç-
leflmeye bafllad›¤› görülüyordu. Çünkü, Misak-› Millî’nin tespit etti¤i ilkelerde, kay›ts›z
flarts›z düflünce ve gaye birli¤i yer ald›¤› halde, Teflkilât-› Esasiye Kanunu’nun ortaya
koydu¤u görüfllerde tam bir birlik sa¤lanm›fl görünmüyordu. Mevcut gruplar› birlefl-
tirmek veyahut mevcut gruplardan birini destekleyerek ifl görmek için, dolayl› olarak
çok çal›flt›m. Ancak, bu yolla elde edilen sonuçlar›n uzun ömürlü olamad›klar› görül-
dü. ‹fle do¤rudan do¤ruya benim el atmam zarurî olmaya bafllad›. Nihayet, Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu ad›yla bir grup kurulmas›na karar verdim. Bu grup için
yapt›¤›m program›n bafl›na bir ana madde koydum. Bu maddenin özü iki noktadan
ibaretti. Birinci nokta fluydu : Grup, Misak-› Millî ilkeleri çerçevesinde memleketin bü-
tünlü¤ünü ve milletin istiklâlini sa¤layacak bar›fl ve güvenli¤in elde edilmesi için, mil-
letin bütün maddî ve manevî kuvvetlerini gereken hedeflere yönelterek kullanacak,
memleketin resmî ve özel bütün kurulufl ve tesislerinin bu ana gayeye hizmet etme-
lerine çal›flacakt›r.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-‹ Hukuk Grubu’nun Kurulmas›
‹kinci nokta : Grup, devlet ve milletin teflkilât›n›, Teflkilât-› Esasiye Kanunu’nun koydu-
¤u ilkeler çerçevesinde, s›ras›yla flimdiden tespite ve haz›rlamaya çal›flacakt›r. Efen-
diler, bütün gruplar› ve Meclis üyelerinin ço¤unu davet ederek, bu iki esas üzerinde
birleflmelerini sa¤lad›m. ‹flaret etti¤im bu ana madde ve bundan sonra Grup’un içtü-
zü¤ü ile ilgili olan maddeler, 10 May›s 1921 günü yap›lan toplant›da kabul edildi. Grup
Genel Kurulu’nca seçildi¤im için, grubun baflkanl›¤›n› da üzerime alm›flt›m.
Efendiler, memleket içinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti var oldu¤u
gibi, onun, ayn› ad alt›nda Meclis’te de bir siyasî grubu kurulmufl oldu. ‹stanbul’daki
Meclis-i Mebusan’›n yapmaktan çekindi¤i ifl, ancak onlar›n da¤›lmas›ndan 14 ay sonra
Ankara’da yap›lm›fl oldu. Bu grup, Birinci Büyük Millet Meclisi’nin devam etti¤i sürece,
hükûmetin görev yapmas›na yard›mc› olabilmifltir. Fakat, grup tüzü¤ündeki ana mad-
denin ifade etti¤i ikinci noktay› manidar bulanlar oldu. Bu gibiler duygular›n› aç›kla-
mamakla birlikte, bu noktada toplanan anlam ve gayenin gerçekleflmemesi için der-
hal faaliyete geçmekte gecikmediler. Olumsuz faaliyet diye vas›fland›rabilece¤imiz
bu türlü teflebbüsler, iki flekilde ortaya ç›kmaktayd›.
Birincisi, Grup’un içinde düflünceleri kar›flt›rma ve görüflülecek konularda aleyhte bir
durum yaratma fleklinde oluyordu.
Hoca Raif Efendi “Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti” Kuruyor
‹kincisi, memleket içinde ve yine teflkilât›m›z içindeydi. Bu noktay› aç›klayan en belir-
gin örnek, Erzurum milletvekili Hoca Raif Efendi’nin ve baz› arkadafllar›n›n, grubun ku-
rulmas›ndan önce ve Teflkilât-› Esasiye Kanunu’nun ç›kmas›ndan hemen sonra girifl-
tikleri teflebbüstür. Arzu ederseniz bu konuda biraz bilgi vereyim:
Hoca Raif Efendi ve arkadafllar›, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzu-
rum Merkez Heyeti’nin ad›n› de¤ifltirdiler. Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti dediler.
Mevcut cemiyet ilkelerinin bafl›na da, Hilâfet ve Saltanat makam›n›n ve devlet flekli-
nin oldu¤u gibi b›rak›lmas›n› sa¤lay›c› birtak›m eklemeler yapm›fllar ve bu teflebbüs-
lerini öteki illere, özellikle do¤u illerine de birtak›m bildiriler göndererek yaymaya
kalk›flm›fllard›. Ben bu durumu ö¤renir ö¤renmez, Do¤u Cephesi Komutan› Kâz›m Ka-
rabekir Pafla’n›n dikkatini çektim. Hoca Raif Efendi’yi ve arkadafllar›n› uyararak bu
türlü teflebbüslerden vazgeçirmesini rica ettim.
Sar›kam›fl’ta bulunan Kâz›m Karabekir Pafla ile Erzurum’da bulunan Hoca Raif Efendi
aras›nda baz› yaz›flmalar olduktan sonra Raif Hoca, bizzat Pafla’n›n karargâh›na git-
mifl, orada Muhafaza-i Mukaddesat ad›n›n kullan›lmas›ndaki sebepleri aç›klarken de-
mifl ki: “Maksat halifelik ve padiflahl›k haklar›n› korumak, memleketin ve ‹slâm dünya-
s›n›n bugünkü ve gelecekteki hayat› için büyük uyuflmazl›k ve sak›ncalar do¤uracak
olan Cumhuriyet idaresinden kesinlikle sak›nmakt›r.” Hoca, Büyük Millet Meclisi’nde
kurulan Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun hilâfet ve saltanat idaresini cumhuriyete dönüfl-
türme maksad› güttü¤ü hissedilmektedir görüflünde bulunduktan sonra, bu gibi te-
flebbüsleri tan›makta mazur olduklar›n› bildirmifl.
Kâz›m Karabekir Pafla, “Devlet fieklinde Tarihî De¤ifliklikler Yap›laca¤›
Zaman Askerî ve Sivil Devlet Adamlar›n›n Gere¤i Gibi Görüflleri
Al›nmal›d›r” Diyor
Kâz›m Karabekir Pafla’n›n bu bilgileri veren 11 Temmuz 1921 tarihli flifreli telgraf›nda,
kendisi de ileri sürdü¤ü görüfller aras›nda diyordu ki: “Hükûmet flekli ile ilgili esasla-
r›, Büyük Millet Meclisi’nce kabul edilen Teflkilât-› Esasiye Kanunu’nun tespit etmifl ol-
du¤u görülüyor. Halbuki bendeniz, bu kanun hükümlerinin olsa olsa bir parti progra-
m› hâlinde kalmas›n›, uygulamada ortaya ç›kaca¤›n› tahmin etti¤im güçlüklere karfl›
daha yararl› buluyorum. Bu görüflümü, bölgenin çok yak›ndan tan›yabildi¤im duygu
ve düflüncelerine göre k›saca aç›klamak isterim. Meclis’te Teflkilât-› Esasiye Kanu-
nu’nu desteklemek üzere kurulan gruba girmifl olanlar›n ço¤u, yeni bir rejim de¤iflik-
li¤inde memleket mukadderat›nda söz sahibi olmak hevesinde görünenlerdir. Halk
aras›nda, ancak küçük bir grup yeni nitelikte teflkilât fikirlerini benimser. Milletvekil-
lerinin Teflkilât-› Esasiye Kanunu’na taraftarl›klar› ancak flahsî görüfllerinden gelebi-
lir. Devlet fleklinin bu büyük ve tarihî de¤ifliklik teflebbüslerinde, memleketin gelece-
¤inden hep birlikte sorumlu olan askerî ve sivil devlet adamlar›yla, Müdafaa-i Hukuk
merkezlerinden gere¤i gibi görüfl al›nmas› ve durumun ola¤anüstü bir Meclis’te ince-
lendikten sonra karara ba¤lanmas› gerekir, düflüncesindeyim.”
Efendiler, kesin zaferden sonra ‹kinci Büyük Millet Meclisi, Cumhuriyet’i ilân etti¤i za-
man bile, Kâz›m Karabekir Pafla, ‹stanbul gazetelerine verdi¤i demeçte, öteden beri
süregelen duygular›n› ve flikâyetlerini, “Cumhuriyet ilân›n› bize sormad›lar” fleklinde
özetlemekteydi.
Kâz›m Karabekir Pafla, bu görüflleriyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin millet taraf›n-
dan ola¤anüstü yetkiler verilerek gönderilmifl üyelerden kurulu ola¤anüstü bir mec-
lis oldu¤unu unutmufl gibi görünüyor. Böyle bir meclisin koydu¤u kanuna hem de Tefl-
kilât-› Esasiye Kanunu’na karfl› bulundu¤unu ima ediyor. Daha garibi, devlet teflkilât›-
n›n de¤iflmesinde etkili olacak kararlar alabilmek için, askerî ve sivil devlet adamlar›-
n›n ve Müdafaa-i Hukuk merkezlerinin görüfllerinin al›nmas› gerekti¤i inanc›nda bu-
lundu¤unu söylüyor.
Kâz›m Karabekir Pafla, benim Müdafaa-i Hukuk grubuyla olan ilgime de karfl› ç›karak,
“Bendeniz zât›devletlerinin bu gibi siyasî partilere girmemesini özellikle uygun bul-
maktay›m” dedikten sonra, benim tarafs›z olarak kalmam› tavsiye ediyor.
Kâz›m Karabekir Pafla’n›n bu telgraf›na, 20 Temmuz 1921’de cevap verdim. Biraz uzun-
ca olan bu cevab›n, baz› hususlar› ayd›nlatmaya yarayacak olan noktalar›n› belirt-
mekle yetinece¤im. Cevab›mda demifltim ki : “Müdafaa-i Hukuk Grubu, memleketin is-
ANADOLU VE RUMEL‹ MÜDAFAA-‹ HUKUK GRUBU (B‹R‹NC‹ GRUP)
ATATÜRK’ÜN
ANLATIMIYLA
NUTUK’TA
1...,95,96,97,98,99,100,101,102,103,104 106,107,108,109,110,111,112,113,114,115,...960
Powered by FlippingBook