001-321emin.QXD - page 173

141
Atatürk’ün Samsun’a Ç›k›fl›
1919 y›l› May›s›n›n 19’uncu günü Samsun’a ç›kt›m. Ülkenin genel durumu ve görünüflü
flöyledir :
(.........)
Düflman devletler, Osmanl› devlet ve memleketine karfl› maddî ve manevî sald›r›ya
geçmifller. Onu yok etmeye ve paylaflmaya karar vermifller. Padiflah ve halife olan zat,
hayat ve rahat›n› kurtarabilecek çareden baflka bir fley düflünmüyor. Hükûmeti de ay-
n› durumda. Fark›nda olmad›¤› halde, bafls›z kalm›fl olan millet, karanl›klar ve belirsiz-
likler içinde, olup bitecekleri beklemekte. Felâketin dehflet ve a¤›rl›¤›n› kavramaya
bafllayanlar, bulunduklar› çevreye ve alabildikleri etkilere göre kendilerince kurtulufl
çaresi sayd›klar› tedbirlere baflvurmakta... Ordu, ismi var cismi yok bir durumda. Ko-
mutanlar ve subaylar, I. Dünya Savafl›’n›n bunca çile ve güçlükleriyle yorgun, vatan›n
parçalanm›fl oldu¤unu görmekle yürekleri kan a¤l›yor; gözleri önünde derinleflen ka-
ranl›k felâket uçurumu kenar›nda, beyinleri bir çare, kurtulufl çaresi aramakla mefl-
gul...
Burada pek önemli olan bir noktay› da belirtmeli ve aç›klamal›y›m. Millet ve ordu, Pa-
diflah ve Halife’nin hainli¤inden haberdar olmad›¤› gibi, o makama ve o makamda bu-
lunana karfl› as›rlar›n köklefltirdi¤i din ve gelenek ba¤lar› dolay›s›yla da içten gelerek
boyun e¤mekte ve sad›k. Millet ve ordu bir yandan kurtulufl çaresi düflünürken bir
yandan da yüzy›llard›r süregelen bu al›flkanl›k dolay›s›yla, kendinden önce, yüce hilâ-
fet ve saltanat makam›n›n kurtar›lmas›n› ve dokunulmazl›¤›n› düflünüyor. Halifesiz ve
padiflahs›z kurtuluflun anlam›n› kavrama yetene¤inde de¤il... Bu inanca ayk›r› bir dü-
flünce ve görüfl ileri süreceklerin vay hâline! Derhal dinsiz, vatans›z, hain ve istenme-
yen kifli olur...
Di¤er önemli bir noktay› da belirtmek gerekir. Kurtulufl çaresi ararken ‹ngiltere, Fran-
sa, ‹talya gibi büyük devletleri gücendirmemek temel ilke olarak kabul edilmekte idi.
Bu devletlerden yaln›z biri ile bile bafla ç›k›lamayaca¤› kuruntusu hemen bütün kafa-
larda yer etmiflti. Osmanl› Devleti’nin yan›nda, koskoca Almanya, Avusturya-Macaris-
tan varken hepsini birden yenip yerlere seren ‹tilâf kuvvetleri karfl›s›nda, yeniden on-
larla çat›flmaya varabilecek durumlara girmekten daha büyük mant›ks›zl›k ve ak›ls›z-
l›k olamazd›.
Bu zihniyette olan yaln›z halk de¤ildi; özellikle seçkin ve ayd›n denen insanlar böyle
düflünüyordu.
O halde, kurtulufl çaresi ararken iki fley söz konusu olmayacakt›. Önce, ‹tilâf Devletle-
ri’ne karfl› düflmanca tav›r al›nmayacak; sonra, Padiflah ve Halife’ye canla baflla ba¤-
l› ve sad›k kalmak temel flart olacakt›.
Düflünülen Kurtulufl Çareleri
fiimdi Efendiler, müsaade buyurursan›z size bir soru soray›m : Bu durum ve flartlar
karfl›s›nda kurtulufl için nas›l bir karar akla gelebilirdi?
Aç›klad›¤›m hususlara ve yapt›¤›m gözlemlere göre üç türlü karar ortaya at›lm›flt›r.
Birincisi,
‹ngiliz himâyesini
istemek;
‹kincisi,
Amerikan mandas›n›
istemek;
Bu iki türlü karar sahipleri, Osmanl› Devleti’nin bir bütün hâlinde korunmas›n› düflü-
nenlerdir. Osmanl› topraklar›n›n çeflitli devletler aras›nda taksimi yerine, imparator-
lu¤u tek bir devletin koruyuculu¤u alt›nda bulundurmay› tercih edenlerdir.
Üçüncü karar,
bölgesel kurtulufl çarelerine baflvurmakt›r.
Söz gelifli, baz› bölgeler
kendilerinin Osmanl› Devleti’nden kopar›laca¤› görüflüne karfl›, ondan ayr›lmama ted-
birlerine baflvuruyordu. Baz› bölgeler de Osmanl› Devleti’nin ortadan kald›r›laca¤›n›
ve Osmanl› ülkesinin taksim edilece¤ini oldu-bitti kabul ederek kendi bafllar›n› kurtar-
maya çal›fl›yordu.
Bu üç türlü karar›n gerekçesi, yapt›¤›m aç›klamalarda yer alm›flt›r.
Benim Karar›m
Efendiler, ben bu kararlar›n hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü bu kararlar›n dayan-
d›¤› bütün deliller ve mant›klar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte içinde bulundu¤umuz o
tarihte, Osmanl› Devleti’nin temelleri çökmüfl, ömrü tamamlanm›flt›. Osmanl› memle-
ketleri tamamen parçalanm›flt›. Ortada bir avuç Türk’ün bar›nd›¤› bir
ata yurdu
kal-
m›flt›. Son mesele bunun da taksimini sa¤lamaya çal›flmaktan ibaretti. Osmanl› Devle-
ti, onun istiklâli, padiflah, halife, hükûmet, bunlar›n hepsi, anlam› kalmam›fl birtak›m
bofl sözlerden ibaretti.
Neyin ve kimin dokunulmazl›¤› için kimden ne gibi yard›m sa¤lanmak isteniyordu?
O halde ciddî ve gerçek karar ne olabilirdi?
Efendiler, bu durum karfl›s›nda bir tek karar vard›. O da, millî hâkimiyete dayanan,
kay›ts›z flarts›z, ba¤›ms›z yeni bir Türk devleti kurmak!
‹flte, daha ‹stanbul’dan ç›kmadan önce düflündü¤ümüz ve Samsun’da Anadolu toprak-
lar›na ayak basar basmaz uygulanmas›na bafllad›¤›m›z karar, bu karar olmufltur.
Ya ‹stiklâl Ya Ölüm!
Bu karar›n dayand›¤› en güçlü muhakeme ve mant›k fluydu :
Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve flerefli bir millet olarak yaflamas›d›r. Bu ilke,
ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçeklefltirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk için-
de olursa olsun, istiklâlden yoksun bir millet, medenî insanl›k dünyas› karfl›s›nda
uflak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lây›k görülemez.
Yabanc› bir devletin koruyup kollay›c›l›¤›n› kabul etmek, insanl›k vas›flar›ndan yok-
sunlu¤u, güçsüzlük ve miskinli¤i itiraftan baflka bir fley de¤ildir. Gerçekten de bu se-
viyesizli¤e düflmemifl olanlar›n, isteyerek bafllar›na bir yabanc› efendi getirmelerine
asla ihtimal verilemez.
16 May›s 1919 tarihli ”Zaman” gazetesinde, Mustafa Kemal’in birkaç güne kadar
Samsun’a gidece¤i bildirilmesine ra¤men, ayn› gün Mustafa Kemal, Band›rma
vapuruyla gizlice ‹stanbul’dan ayr›l›r.
SAMSUN’A ÇIKIfi
ATATÜRK’ÜN
ANLATIMIYLA
NUTUK’TA
1...,163,164,165,166,167,168,169,170,171,172 174,175,176,177,178,179,180,181,182,183,...960
Powered by FlippingBook