Bozkurt
          
        
        
          ‹ngiliz yazar H.C. Armstrong’un, Atatürk’ün
        
        
          yaflam öyküsünü anlatt›¤› kitab› (1932). “Bir
        
        
          Diktatörün Mahrem Hayat›” alt bafll›¤›yla
        
        
          Atatürk’ün sa¤l›¤›nda yay›mlanan eser, o y›l-
        
        
          larda Türkiye’de büyük yank› uyand›rd› ve
        
        
          ‹smet ‹nönü baflkanl›¤›ndaki Bakanlar Kuru-
        
        
          lu karar›yla kitab›n yurda girifli yasakland›.
        
        
          Peyami Safa taraf›ndan daha sonra oldukça
        
        
          k›salt›lm›fl bir çevirisi yap›ld›. (1955). Kita-
        
        
          b›n tam metni 1996’da Ça¤al› Güven’in çe-
        
        
          virisiyle Arba Yay›nlar› taraf›ndan ‹stan-
        
        
          bul’da yay›mland›.
        
        
          
            Bozkurt, Mahmut Esat
          
        
        
          1892 Kufladas›/‹zmir
        
        
          21 Aral›k 1943 ‹stanbul
        
        
          Birinci TBMM ‹zmir milletvekili, ünlü
        
        
          Bozkurt-Lotus davas› savunucusu, ga-
        
        
          zeteci ve hukukçu. ‹zmir’de bafllad›¤›
        
        
          lise ö¤renimini ‹stanbul’da tamamlad›.
        
        
          ‹stanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte-
        
        
          si’ni ve ard›ndan ‹sviçre’de Fribourg
        
        
          Üniversitesi Hukuk Bölümü’nü bitirdi.
        
        
          “Osmanl› Kapitülasyonlar› Rejimi” ko-
        
        
          nulu teziyle hukuk doktoru unvan›n› al-
        
        
          d› (1918). Yunanl›lar›n ‹zmir’i iflgali
        
        
          üzerine fiükrü Saraço¤lu ve Kâz›m Nu-
        
        
          ri ile birlikte yurda dönüp Kufladas›
        
        
          bölgesindeki efelerle birlikte Kurtulufl
        
        
          Savafl›’na kat›ld›. Savafltan sonra, An-
        
        
          kara’da Hâkimiyet-i Milliye, ‹zmir’de
        
        
          Ahenk ve Seda-y› Hak gazetelerinde
        
        
          Türkçülük, milliyetçilik, ink›lâpç›l›k
        
        
          konular›nda yaz›lar yazd›. Birinci
        
        
          TBMM’ye ‹zmir milletvekili olarak se-
        
        
          çildi ve yaflam›n›n sonuna dek parla-
        
        
          mentoda yer ald›. ‹ktisat vekilli¤i ve
        
        
          Cumhuriyet’in ilân›ndan sonra Fethi
        
        
          Bey kabinesinde adalet bakanl›¤› yapt›;
        
        
          ‹smet Pafla kabinesinde de bu görevini
        
        
          sürdürdü. Medenî Kanun, Ceza Kanu-
        
        
          nu, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu,
        
        
          Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu,
        
        
          Deniz Ticaret Kanunu, ‹cra-‹flâs Kanu-
        
        
          nu ve Türk Vatandafll›k Kanunu, onun
        
        
          döneminde kabul edildi; 1925’te Adli-
        
        
          ye Hukuk Mektebi aç›ld›; 1930’da ka-
        
        
          d›nlara seçme ve seçilme hakk›n› tan›-
        
        
          yan Belediye Kanunu yine onun döne-
        
        
          minde ç›kar›ld›. Atatürk’ün iste¤i üze-
        
        
          rine La Haye Adalet Divan›’nda Boz-
        
        
          kurt-Lotus davas›nda Türk Hükûme-
        
        
          ti’ni baflar›yla temsil etti ve davay› ka-
        
        
          zand› (7 Eylül 1927); bu nedenle “Boz-
        
        
          kurt” soyad›n› ald›. 25 Eylül 1930’da
        
        
          adliye vekilli¤inden çekildikten sonra
        
        
          216
        
        
          
            Bozkurt
          
        
        
          BOZKURT
        
        
          “Bozkurt” ad›n› ilk kez y›llar önce Benazir Butto’nun a¤z›n-
        
        
          dan duymufltum. Bayan Butto bir televizyon söyleflisinde, kendi-
        
        
          sine Atatürk sevgisinin babas›ndan miras kald›¤›n› belirttikten
        
        
          sonra “Babam bana çocukken “Bozkurt” adl› bir kitap getirmifl-
        
        
          ti. Okudukça Atatürk’e hayran kald›m” diyordu.
        
        
          Butto’ya Atatürk’ü sevdiren kitab›n ad›n› bile duymam›fl ol-
        
        
          maktan dolay› kendimi ay›plam›flt›m. Ama sonra yak›n çevreme
        
        
          sorunca kimsenin böyle bir kitaptan haberdar olmad›¤›n› farket-
        
        
          tim. Biraz araflt›r›nca iflin asl› ortaya ç›kt›.
        
        
          H. C. Amstrong adl› bir ‹ngiliz yazar›n kaleme ald›¤› bu biyog-
        
        
          rafinin Türkiye’ye girifli yasakt›.
        
        
          Atatürk’ün sa¤l›¤›nda kendisi hakk›nda yaz›lm›fl ilk kitap ol-
        
        
          ma özelli¤ine sahip “Bozkurt” yay›mland›¤› 1932 y›l›nda ‹nönü
        
        
          hükûmetinin karar›yla yasaklanm›flt›.
        
        
          Kitaptan küçük bir bölüm, o dönemde Akflam’da tefrika edil-
        
        
          mifl, Peyami Safa imzal› k›sa bir çevirisi de 1955’te yay›mlanm›flt›.
        
        
          ‹yice merakland›¤›m› hat›rl›yorum.
        
        
          Sonra “Bozkurt” ad›na, K›l›ç Ali’nin “Atatürk’ün Hususiyet-
        
        
          leri” kitab›nda rastlad›m. Kitab›n, “Atatürk’ün içki sofras› ve e¤-
        
        
          lence âlemleri” bafll›kl› bölümünde K›l›ç Ali, Park Otel’deki bir
        
        
          sohbetten bahsediyor ve çok içti¤i söylenince Atatürk’ün flu ya-
        
        
          n›t› verdi¤ini söylüyordu:
        
        
          “Evet efendim. Reisicumhur diye beni, tutmufl Çankaya’n›n
        
        
          kayal›klar›na ba¤lam›fls›n›z. Kendiniz envai türlü e¤lenir, gezersi-
        
        
          niz, bana gelince çok içti diye tenkide kalkars›n›z. Belki bunu bir-
        
        
          tak›m kötü niyetli adamlar dedikodu mevzuu yapabilirler. Ama ne
        
        
          diyecekler: “Atatürk dün akflam içti, dansetti, yan›ndaki kad›n›
        
        
          öptü” diyecekler de¤il mi? Muhatab› da, “Evet bunlar› biz de gör-
        
        
          dük, yapt›¤› baflka neler var, onlar› söyle diyecek.”
        
        
          Bunun üzerine laf Amstrong’un kitab›ndan ve oradaki çirkin
        
        
          imalardan aç›lm›fl, Atatürk merak edip kitab› getirtmifl ve sofra-
        
        
          da geç vakte kadar tercüme ettirerek okutturmufl, dinlemiflti. Bi-
        
        
          tince de aynen flöyle demiflti:
        
        
          “Bunun ithalini menetmekle hükûmet hataya düflmüfl. Adam-
        
        
          ca¤›z, yapt›¤›m›z sefahati eksik yazm›fl. Bu eksiklerini ben ikmal
        
        
          edeyim de kitaba müsaade edilsin ve memlekette okunsun.”
        
        
          ‹flte o kitap, Atatürk’ün “kendisine ra¤men, kendisini koru-
        
        
          maya çal›flanlar”la alay etmesinden tam 64 y›l sonra ancak ge-
        
        
          çen hafta yay›mlanabildi.
        
        
          Ben, K›l›ç Ali’nin aktard›klar›n ö¤renince, ilk yurtd›fl› gezim-
        
        
          de bir üniversite kütüphanesine giderek kitab› ‹ngilizcesinden
        
        
          okumufltum. Do¤rusu zaman zaman kullan›lan ifadelerden rahat-
        
        
          s›z olsam da genelde son derece ilginç bulmufl, ama Türkiye’de
        
        
          tümüyle yay›mlanabilece¤ine asla ihtimal vermemifltim.
        
        
          Kitab›n altbafll›¤› “Bir Diktatörün Mahrem Hayat›” fleklin-
        
        
          deydi. Amstrong, Atatürk’ün hayat›n› adetâ gün be gün yan›nday-
        
        
          m›flças›na, bütün ayr›nt›lar›yla kaleme alm›flt›.
        
        
          Y›llar sonra geçen gün “Bozkurt”un Arba Yay›nlar›nca yap›-
        
        
          lan çevirisini al›nca önce bu “ayr›nt›lar”›n ne kadar›n›n çevrile-
        
        
          bildi¤ine bakt›m. Atatürk’e hakaret say›labilecek baz› ifadeler,
        
        
          yerleri bofl b›rak›larak metinden ç›kar›lm›flt›. Ama kitab›n çevir-
        
        
          meni Gül Ça¤al› Güven, önsözünde, “sansürlenen” bölümlerin
        
        
          toplam›n›n bir paragraf› bile bulmad›¤›n› belirtiyordu.
        
        
          (……….)
        
        
          Bozkurt’ta zaman zaman k›z›p, zaman zaman sevece¤iniz
        
        
          ifadelerle tan›mlanm›fl, farkl› bir Atatürk bulacaks›n›z.
        
        
          Bu ayr›nt›lar› okuduktan sonra art›k muhatab›n›za dönüp,
        
        
          “Evet bunlar› da ö¤rendik, yapt›¤› baflka neler var, onlar› söyle”
        
        
          diyebilirsiniz.
        
        
          Ama bence kitab›n as›l verdi¤i ders; Atatürk’ün kendisi aley-
        
        
          hine ifadelerle dolu bu kitab› okuduktan sonra gülümseyip, “Ek-
        
        
          sik yazm›fl, ben eksikleri tamamlayay›m da herkes okusun” diyen
        
        
          inan›lmaz hoflgörüsüdür.
        
        
          (………..)
        
        
          Kaynak : Can Dündar, Yeni Yüzy›l Gazetesi, 29.9.1996
        
        
          
            Mahmut Esat Bozkurt