001-321emin.QXD - page 850

818
Trikopis, Nikolas
TR‹KOP‹S
«Eylülün ikinci günü, Mustafa Kemal Pafla, Fevzi Pafla ve ‹smet
Pafla’y› Uflak’ta bir masan›n etraf›nda bulduk. General Trikopis ile
General Dionis, Türklere teslim olmufltu. Mustafa Kemal Pafla’n›n
huzuruna, Nurettin Pafla’yla Kemalettin Pafla’n›n aras›nda geldiler.
E¤er muhafaza edilmeselerdi, Uflak halk› onlar› da parçalayacakt›.
Uflakl›lar onlar›, sevgililerini öldürenler, evlerini barklar›n› yakanlar
aras›nda say›yorlar, mevkilerine hiç önem vermiyorlard›.
Yunan generalleri getirildikleri zaman, Mustafa Kemal Pafla,
Fevzi Pafla ile ‹smet Pafla’n›n aras›nda duruyordu. Benim için bu,
birinci derecede militer bir dramd›. Onun için büyük bir ilgiyle sey-
rettim ve dinledim. Bizimkilerin üniformalar› erlerinki kadar sade,
yüzleri sakin ve hareketsizdi. Buna karfl›l›k, Yunanl›lar s›rmal› üni-
formalar giymifllerdi. Yüzleri ve elleri son derece sinirli olduklar›-
n› gösteriyordu. Fevzi Pafla ise bir Buda heykeli gibi sakindi, fakat
belki de içinden “Bu herifler hakiki asker olamaz, âdeta dans eder
gibi s›çray›p selâm veriyorlar” diyordu. ‹smet Pafla, gözlemdeki
öfkeyi göstermemeye çal›fl›yordu. O, askerden daha baflka bir fley-
di. O, bölgede, yerli halka yap›lan zulme dayanam›yordu.
Fevzi Pafla’yla ‹smet Pafla e¤ildiler, fakat ellerini vermediler.
Mustafa Kemal Pafla, bu sahnenin hâkim karakteri, askerlik alan›n-
da bir büyük sanatkâr ve oyunun kurallar›na uyan bir sporcuydu.
O, Yunan generallerinin k›l›klar›na ve maiyetlerinin yapt›klar› kö-
tülüklere hiç önem vermiyor. Trikopis, onun, bu oyundaki rakibi.
Bu askerlik oyununda yere vurdu¤u adama, kurala uygun olan ha-
reketi elden b›rakm›yordu. S›rt›n› yere getirdi¤i pehlivan›n elini s›-
kan galip bir pehlivan gibi. Trikopis’in elini yakalad›, herhangi bir
el s›k›fl› müddetinden fazla tuttu:
“Oturun, General, yorulmufl olacaks›n›z.”
Bundan sonra, sigara tabakas›n› uzatt›, kahve ›smarlad›. Ge-
neral Dionis’e de nezaketle muamele etmekle beraber, gözleri Tri-
kopis’in gözlerinde. Trikopis de ona aç›k bir hayranl›kla bak›yor.
Elli yafllar›nda kadar, sinirli, hastal›kl›, tiyatro sahnesindeymifl gi-
bi giyinmifl bir adam.
“Ben sizin bu kadar genç oldu¤unuzu bilmiyordum, General.”
Bundan sonra masan›n etraf›na oturdular. Mustafa Kemal Pa-
fla, askerlik alan›nda oynad›klar› oyunu tart›flmak için sab›rs›zlan›-
yordu. Ona, âdeta halk›n ›sl›klad›¤› bir piyesin yazar›na bakar gibi
bak›yor. Önce, bir Rum “tercümanla” lâfa baflland›. Yan›lm›yorsam
bu, Tetkik-i Mezalim flubesinde Yunan gazetelerini tercüme eden
adamd›. Ben Rumcay› o günlerde hâlâ iyi anlarsam da, çeviri yapa-
mazd›m. Konuflma, daha sonralar› Frans›zca olarak devam etti. Ge-
neral Trikopis, dertlerini bir profesyonele döken bir amatör gibi
konufluyordu. Yunan ordusunun kötü durumunu, bundan sorumlu
olan deli komutan Hac› Anesti’nin kusurlar›n›, durumu anlamadan
ordusuna emirler verdi¤ini anlat›yordu. Bütün haberleflme Türk
süvarisi taraf›ndan kesildi¤inden, Yunan ordusunun muhtelif par-
çalar› birbiriyle anlaflamam›fllard›. Bundan baflka da, Yunan ordu-
sundaki Venizelist ve Konstantinist k›s›mlar birbirine girmiflti. ‹n-
san, Afyon’daki Yunan ordusunun neden pani¤e u¤rad›¤›n› seziyor-
du. General Trikopis, Çobanlar’dan bir karfl› taarruz yapmay› dü-
flündü¤ünü söyleyince, Mustafa Kemal Pafla da sükûnla kendisinin
nas›l mukabele edece¤ini anlatt›. Bu arada, iki Yunan generali ara-
s›nda sert bir tart›flma bafllam›flt›. Çünkü Dionis, Trikopis’in emir-
lerine itaat etmemiflti.
Yunan generalleri, askerli¤e yak›flmaz bir flekilde münakafla-
ya girmifllerdi. Bunu bizim paflalar, askerlik sanat›n›n, nereden ge-
lirse gelsin, onuruna ayk›r› gördükleri belliydi.
Konuflma bitince, Mustafa Kemal Pafla aya¤a kalkt›:
“Sizin için bir fley yapabilir miyim?” diye sordu.
Trikopis: “‹stanbul’daki kar›ma vaziyetimden haber verilmesi-
ni isterim.” diye cevap verdi.
O zaman Mustafa Kemal Pafla, Trikopis’in elini yine uzunca sü-
re elinde tutarak dedi ki:
“Harp bir talih oyunudur, General. Bazen, en beceriklisi de
yenilir. Siz, görevinizi yapt›n›z. Sorumluluk flanstan geliyor, üzül-
meyiniz.”
General Trikopis, ellerini sallayarak:
“Ah, General! En son yapmam gereken fleyi yapamad›m.” de-
di. Bu, anlafl›lan, intihara cesaret edememifl olmas› meselesiydi.
Yunan generalleri gittikten sonra, Mustafa Kemal Pafla hayal
k›r›kl›¤›na u¤ram›fl gibiydi. Âdeta milletleraras› bir sahnede dövüfl-
müfl oldu¤u ve flampiyonlu¤u kazand›¤› oyundaki muhalifini kendi-
ne lây›k görmüyor gibiydi.»
Kaynak : Halide Edip Ad›var, Türk’ün Ateflle ‹mtihan›, Atlas Kitabevi, (4. Bas›m),
‹stanbul 1975, s.240.
Fahrettin Altay (oturanlar, soldan üçüncü), tutsak al›nan Yunan Generali Trikopis’le
(oturanlar, sa¤dan üçüncü). Ortalar›nda, ayakta ‹zmir Merkez Komutan› Albay Raflit Bey.
General Trikopis, Ankara’ya götürülmek üzere trene binerken.
1...,840,841,842,843,844,845,846,847,848,849 851,852,853,854,855,856,857,858,859,860,...960
Powered by FlippingBook