001-321emin.QXD - page 852

820
Troçki
TROÇK‹’N‹N ‹STANBUL GÜNLER‹
dan on metre ileride her türlü bal›¤› avlayabilirsiniz, on befl metre
ilerde ise ›stakoz.”
Koyu mavilik içinde sarp k›rm›z› k›y›lar›yla, tarih öncesi bir
hayvan gibi denize e¤ilmifl su içiyordu ada.
1905 ve 1917 Petrograd ‹flçi Sovyetleri Baflkan›, 1917 Ekim Dev-
rimi’nin önce D›fliflleri, sonra Savafl Komiseri Troçki, üçüncü sürgü-
nünde bir yandan dünyan›n dört buca¤›ndaki, özellikle SSCB’deki
yoldafllar›yla haberleflmeye çal›flarak siyasal mücadelesini sürdü-
rüyor; bir yandan da kiflisel mektuplar, siyasal makaleler ve haya-
t›n› kazanmak için, “Hayat›m” ve “Rus Devrimi’nin Tarihi” gibi
önemli kitaplar yaz›yordu.
Bütün bunlar›n yan› s›ra, eski avc›l›k günlerine inat, ustas› Ha-
ralambos’un yol göstericili¤inde tam bir bal›kç› olur ç›kar… Moral
ve entelektüel yorgunlu¤unu giderecek, onu gevfletecek hemen
hemen tek fizikî faaliyet olan “bal›¤a ç›kmak”tan öte, profesyonel
bir bal›kç› disipliniyle, yani ekme¤ini kazan›r gibi yapar bu ifli.
(………)
Köflkte Günlük Yaflam
Avlanma, çal›flman›n önüne geçemezdi. En geç sekizde kah-
valt› sofras›na oturulurdu. Keçi peyniri ve çay, kahvalt›n›n vazge-
çilmezleriydi. Yaklafl›k saat bire kadar yaz›lar, mektuplar sekre-
terlere yazd›r›l›rd› (tercihan Rusça; ancak mektuplar Almanca ve
Frans›zca, daha sonralar› da ‹ngilizce olabilirdi). Ö¤len yeme¤i ya-
r›m saatten fazla sürmezdi. Yemekte su içilirdi. Yaln›zca hem
Troçki’nin do¤um günü hem Ekim Devrimi’nin y›ldönümü olan 7 Ka-
s›m’da Dardanel flarab› sofrada yer bulurdu. Sigara içmez ve içtir-
mezdi.
Bu sofrada yeme¤e iliflkin bir yorumda bulunulmam›flt›r. Ne
bir gurme ne de fazla g›rtla¤›na düflkündür. Hapishane y›llar›ndan
beri midesi rahats›z oldu¤undan s›k› bir diyet uygular. Ö¤le yeme-
¤inden sonra siesta: Bunun anlam›, yirmi dakikal›k uyuklaman›n d›-
fl›nda, Frans›zca ya da Rusça roman okunmas›d›r (telgraf gelse bi-
le rahats›z edilmemek kayd›yla). Saat dörtte siesta biter ve bir çay
servisi ile evde hayat bafllar. Saat yediye kadar yeniden çal›flma.
Sonra hafif bir yemek ve ard›ndan dokuz-dokuz buçu¤a kadar ça-
l›flma. Ve kolay olmayan bir uykuya dal›fl.
Nas›l Yazard›?
Sekreterlerle çal›flt›¤› için kolay yaz› yazd›¤› san›lmakta. Oy-
sa çok düzgün bir biçimde dikte ettirdi¤i metinleri yeniden ele al›r
ve cümle cümle çal›fl›rd›. Kitaplar›n› sanki yeniden yaz›yordu. ‹m-
kân buldu¤unda kitaplar›n›n çevirilerini de gözden geçiriyor, hele
otobiyografisinin Frans›zca çevirmeninin süslü cümlelerini cende-
reye sokuyordu.
‹ngilizce ve Frans›zca gazeteler üç-dört günlük bir gecikmey-
le adaya gelir; mavi ve k›rm›z› kalemle altlar› çizilir, kimisi kesilir,
dosyalan›rd›. Dostlardan, belirsiz kiflilerden bir dizi mektup al›n›r;
hepsi de ayn› iflleme tâbi tutulurdu.
Troçki’nin biyografisini yazan Deutscher, “Troçki’nin Büyüka-
da’da geçirdi¤i y›llar, sürgün hayat›n›n en sakin, en yarat›c› ve en
az mutsuz geçen y›llar› oldu” der… Genç yaflta yazarl›k yetene¤i
kabul görmekle birlikte hayat›n›n en önemli eserlerini, makaleleri-
ni Büyükada’da yazd› denilebilir.
Geçici Bir Karargâh
Evde neredeyse mobilya yok denecek azd›. Sanki bir k›flla. Sa-
vafl komiserli¤i al›flkanl›klar› devam eder. Parayla iliflki zaten ol-
dum olas› pek iyi de¤ildir. Deutscher’in dedi¤i gibi, bir bekleme sa-
lonunda hissederler kendilerini. Geçici bir karargâh halet-i ruhiye-
si hâkimdir.
Adada yaflaman›n çok pahal› oldu¤u söylenemez. Ancak ‹stan-
bul’a geldi¤inde kendisine verilen 1.500 dolar d›fl›nda kapi¤i yok-
tu. Oysa y›ll›k masraf ilkin 12, daha sonra 15 bin dolara ç›kt›. Troç-
ki, ‹stanbul’da yazd›¤› ilk yaz›lar için 10 bin dolar alm›fl, bunun alt›
binini dergi ç›karmalar› için Fransa ve Amerika’daki yoldafllar›na
göndermiflti. “Hayat›m” adl› kitab›n›n yaln›zca Amerikan bask›s›
için 10 bin dolar, “Rus Devrimi’nin Tarihi”nin Saturday Evening
Post dergisindeki yay›n› için 45 bin dolar alm›flt›. Troçki’nin özel-
likle 1932’de Kopenhag’a yapt›¤› seyahatten sonra malî durumu
kötüleflti.
Troçki, 1929-1933 büyük bunal›m y›llar›n› bir adal› gibi gözlü-
yordu: “… kriz, burada da kendini hissettirmeye bafllam›fl. ‹stan-
bul’dan gelen insanlar›n say›s› her sene daha azal›yor, gelenlerin
de daha az paralar› oluyor. Talep olmad›ktan sonra bal›k bollu¤u
neye yarar?” Bal›kç›lar›n kaderlerini ›stakoz skalas›na da vuruyor:
“Gün içerisinde 30-40 hatta daha fazla ›stakoz yakal›yor. Fakat
bugünlerde herkes yoksullaflt›. ‹stakoz talebi, Ford otomobili tale-
bi kadar…”
Malî durumunun bozulmas›n›n yan› s›ra özel hayat›nda trajik
de¤iflimler olur. Troçki’nin ilk eflinden olan iki k›z›ndan Nina, Rus-
ya’da veremden ölürken, d›flar› ç›kan ve çocuklar›ndan birini, yani
Troçki’nin torunlar›ndan birini adaya getiren k›z› Zina -kendisine
en çok benzeyen çocu¤u- Berlin’de 5 Ocak 1933’te intihar eder.
O¤lu Lyova, annesi Natalya’ya bir telgrafla durumu bildirir. Telgra-
f› alan Troçki ve Natalya günlerce odalar›na kapan›rlar. Yeniden
çal›flmaya bafllad›¤›nda, “… tüm yüz hatlar› harap olmufl bir hal-
deydi. Burnunun her iki taraf›nda, a¤z›na kadar uzanan iki derin k›-
r›fl›kl›k oluflmufltu.”
‹yisiyle Kötüsüyle Prinkipo
Bekledi¤i vize nihayet ç›kar. Fransa’ya do¤ru yolculu¤a ç›k-
mazdan önce, 15 Temmuz 1933’te adadan ayr›l›rken defterine flu
cümleleri geçirecektir: “Bu sabah bal›k azd›. Mevsim bitti: Bal›klar
daha derinlere göç etti art›k. A¤ustos sonuna do¤ru yeniden gele-
cekler, ama Haralambos bensiz tutacak bal›klar›. fiu anda afla¤›da,
faydas›na pek inanmamakla birlikte, kitap kasalar›n› çiviliyor, aç›k
pencereden, ‹stanbullu memurlar› yazl›k evlerine getiren küçük
vapurun dumanlar› görülüyor. Kütüphanedeki raflar art›k bofl…
Pencerenin d›fl üst kenar›nda eski hayat devam ediyor. K›rlang›ç-
lar yuva yap›yorlar… ‹yisiyle kötüsüyle Prinkipo bölümü de bitiyor.
Troçki’nin di¤er bir biyografisini yazan Pierre Broué, bu sat›r-
lar›n alt›na tarihin, sonraki günlerin daha kötü oldu¤unu göstere-
ce¤ini ekler.
(………)
Troçki’nin Türkiye günlerinde, Almanya’da Nazizm’in baflar›s›,
‹spanya ‹ç Savafl›’n›n yenilgisi, Rusya’da karfl› devrimi perçinleyen
1936-38 Moskova Mahkemeleri henüz söz konusu de¤ildi. Kiflisel
bir kader tan›mad›¤›n› söyleyen Troçki, ça¤›n gece yar›s›na, yani
otuzlu y›llara girerken, en iyi günlerini, kendisine oldukça yabanc›
olan bir ülkede geçirmiflti.
Kaynak : Masis Kürkçügil, “Troçki’nin ‹stanbul Günleri”, Popüler Tarih, Say› 3,
A¤ustos 2000, s.64.
Troçki’nin 20 Mart 1929’da Milliyet’in birinci sayfas›nda yer alan demeci.
1...,842,843,844,845,846,847,848,849,850,851 853,854,855,856,857,858,859,860,861,862,...960
Powered by FlippingBook