175
• elini oynatmak:
‹fli çabuk yapmak.
Elini oynat›rsan geç kalmay›z.
• Elini sallasa ellisi (bafl›n› sallasa tellisi):
Bir kimsenin, bir iflaretiyle karfl› cinsten birçok kifliyi el-
de edebilece¤ini belirtmek için söylenir.
Yeter ki sen iste, elini sallasan ellisi gelir.
• elini s›cak sudan so¤uk suya sokmamak:
Hiçbir ev iflini yapmamak.
Nedendir bilinmez, elini s›cak sudan so¤uk suya sok-
maz.
• Elini veren kolunu alamaz (birine):
1.
Kendisine küçük bir yard›mda bulunacak olan›, ç›ka-
r› u¤runa büyük zarara u¤rat›r.
Ondan uzak dur, ona elini veren kolunu alamaz.
2.
Ona bir fley vereceksen geri alamazs›n.
Bu kitab› ona verme, ona elini veren kolunu alamaz.
• elini vicdan›na koyarak söylemek:
Yan tutmaks›z›n do¤ruyu söylemek.
Kimin hakl› oldu¤unu, lütfen elini vicdan›na koyarak
söyle.
• eli olmak:
bk. parma¤› olmak.
• eli s›k›:
Cimri, çok zor para harcayan kimseleri nitelemek için
kullan›l›r.
Eli s›k› oldu¤u için çok elefltirilirdi.
• eli sopal›:
Sert davran›fl sergileyen yöneticiler için söylenir.
Art›k günümüzde eli sopal› yöneticilere yer yok.
Deyimler/175-195 21/07/2010 21:02 Page 175