428
• yalan dolan:
Do¤ru olmayan, kar›fl›k.
Sorulara yalan dolan yan›tlar vermiflsiniz.
• yalan yanl›fl:
1.
Yanl›fll›klarla dolu.
Yalan yanl›fl yazm›fls›n.
2.
Do¤ru düzgün olmayan.
Bu konuda yalan yanl›fl bilgiler edinmiflsin.
• yalan yere:
Gerçe¤e uygun düflmeyerek.
Yalan yere yemin ediyorsun.
• yalay›p yutmak:
1.
Önündeki yiyece¤i hiçbir fley b›rakmaks›z›n ifltahla
yemek.
Taba¤›ndakileri bir anda yalay›p yuttu.
2.
Kötü bir davran›fl› ya da sözü hiç tepki göstermeye-
rek kabullenmek.
Söylediklerin yalay›p yutulacak gibi de¤il.
• yal›n ayak bafl› kabak:
Üstü bafl› periflan.
Yal›n ayak bafl› kabak bir durumdayd›.
• yalvar yakar olmak:
Çok yalvarmak.
Kendisini affetmesi için yalvar yakar oldu.
• yan bakmak:
Düflmanca bakmak, kötü niyet beslemek.
Bana yan bakmas›n› anlayam›yordum.
• Yan cebime koy:
Verilen fleyi almak istemedi¤i hâlde, verilmesinden mut-
lu olanlar›n durumunu belirtir.
Yan cebime koy, demek istiyor.
Deyimler/426-446 21/07/2010 21:17 Page 428
