430
• Yan›ndan bile geçmemifl (bir fleyin).
O fleyle hiçbir ilgisi yok, anlam›nda söylenir.
Yard›mseverlik onun yan›ndan bile geçmemifl.
• yan›p tutuflmak (bir fley için, biri için):
1.
Bir fleyi elde etmek için güçlü bir istek duymak ya da
elde edemedi¤i fley için çok üzülmek.
O sar› bisiklet için yan›p tutufluyordu.
2.
Bir kimseyi büyük bir aflkla sevmek.
‹ki y›ld›r onun için yan›p tutufluyordu.
• yan›p yak›lmak:
S›zlanmak.
Ailesi ile olan iliflkisinin iyi gitmedi¤inden yan›p yak›l-
d›.
• yan› s›ra:
Beraberinde, birlikte, yan›nda.
Onun yan› s›ra sen de cezal›s›n.
• yanl›fl kap› çalmak:
‹ste¤imizin gerçeklefltirilemeyece¤i, bu iflle ilgisi olma-
yan bir yere baflvurmak.
Yanl›fl kap› çald›n›z; bunu bana de¤il, anne baban›za
soracaks›n›z.
• yan tutmak:
bk. taraf tutmak.
• yan yana:
Biri di¤erinin yan›nda, birlikte.
Çok iyi arkadaflt›lar, s›n›fta da yan yana otururlard›.
• yan yan bakmak:
Göz ucuyla bakmak.
Bana yan yan bakt›¤›n› fark ettim.
• yan yatmak:
Yana do¤ru çok e¤imli duruma gelmek.
Sandal›m›z yan yat›nca biraz korktum.
Deyimler/426-446 21/07/2010 21:17 Page 430