success
(sıkses) başarı
successful
(sıksesful) başarılı
such
(saç) öyle, böyle, bu
derece, o kadar, bu tür
suck
(sak) emmek
sudden
(sadın) ani
suddenly
(sadınli) aniden, bir-
denbire
sue
(syu) dava açmak
suffer
(safı) katlanmak / çek-
mek / zarar görmek
sufficient
(sıfişınt) yeterli
suffix
(safiks) son ek
sugar
(şugı) şeker
suggest
(sıcest) teklif etmek,
önermek
suggestion
(sıcesçın) teklif,
öneri / ima
suicide
(siusayd) intihar
to commit suicide
intihar etmek
suit
(su:t) (elbise) takım / uy-
gun gelmek / yakışmak
suitable
(su:tıbl) uygun
suitcase
(su:tkeis) valiz, bavul
sulk
(salk) somurtmak, küsmek
sulky
(salki) somurtkan
sullen
(salın) ters, somurtkan,
huysuz
sum
(sam) toplam, tutar
summarize
(samırayz) özet-
lemek
summary
(samıri) özet
summer
(samı) yaz (mevsim)
summit
(samit) zirve, en yük-
sek nokta
sun
(san) güneş
sunbathe
(sanbeyd) güneş-
lenmek
sunflower
(sanflauı) ayçiçeği
sunglasses
(sangla:sız) gü-
neş gözlüğü
Sunday
(sandi) pazar (gün)
sunrise
(sanrayz) güneşin
doğuşu
sunken
(sankın) gömülü, bat-
mış
sunset
(sanset) güneşin batı-
şı
sunshine
(sanşayn) güneş
ışığı
super
(su:pı) süper, çok gü-
zel, daha yüksek
superior
(sıpiriı) üstün
supermarket
(su:pıma:kit)
her şey satan büyük mağaza,
kapalı pazar, supermarket
supersitition
(su:pıstişn) batıl
inanç
supervise
(su:pıvayz) denet-
lemek
supervisor
(su:pıvaiz) müfet-
tiş, denetimci
-143-
supervisor
