steep
(sti:p) dik, yalçın kaya,
sarp
steering-wheel
(stiring wi:l)
direksiyon
stem
(stem) gövde, sap
stench
(stenç) pis koku
step
(step) adım / üvey
stewardess
(styu:ıdes) hos-
tes
stick
(stik) çubuk, değnek /
yapışmak, saplanmak
sticker
(stikı) çıkartma
sticky
(stiki) yapışkan
stiff
(stif) bükülmez, katı
stili
(stil) hâlâ, daha / hare-
ketsiz, durgun
sting
(sting) (arı, akrep vs.)
sokmak
stink
(stink) pis kokmak
stir
(stö:) karıştırmak / kımıl-
datmak
stitch
(stiç) dikiş / dikmek
stockings
(stokins) uzun ka-
dın çorabı
stocky
(stoki) tıknaz
stolen
(stolın) çalınmış, aşı-
rılmış
stomach
(stamık) mide
stomach ache
(stamıkeyk)
karın ağrısı
stone
(stoun) taş / çekirdek
stony
(stouni) taşlı, taş gibi
stool
(stu:l) tabure
stop
(stop) durma, durak /
nokta / durmak, durdurmak
store
(sto:) depo, mağaza /
depo etmek, depolamak
storey
(sto:ri) (ev) kat
stork
(sto:k) leylek
storm
(sto:m) fırtına
stormy
(sto:mi) fırtınalı
story
(sto:ri) hikâye, öykü
stove
(stouv) soba, ocak, fırın
straight
(streyt) doğru / düm-
düz
straight away
(streyt evey)
hemen
straighten
(streytın) düzelt-
mek, doğrultmak
straightness
(streytnıs) dü-
rüstlük, doğruluk
strain
(streyn) germek, zorla-
mak
strait
(streyt) darboğaz, geçit
strange
(streync) tuhaf, garip,
acaip / yabancı
stranger
(streyncı) yabancı
kimse
strap
(strep) kayış / atkı, şerit,
bant
straw
(stro:) saman, hasırdan
yapılmış
-141-
straw
