tax-free
(teksfri:) gümrüksüz
taxi cab
(teksi keb) taksi
taxi driver
(teksi draivı) taksi
şöforü
tea
(ti:) çay
teach
(ti:ç) öğretmek, ders ver-
mek
teacher
(ti:çı) öğretmen
teacup
(ti:kap) çay fincanı
team
(ti:m) takım, ekip
tear
(tiı) gözyaşı
tear
(teı) yırtmak / yırtık
tease
(ti:z) taciz etmek, kız-
dırmak, alay etmek
technical
(teknikli) ilmi, teknik
technician
(teknişın) teknis-
yen
technique
(tekni:k) teknik,
usul
technology
(teknolıci) tekno-
loji
teenager
(ti:neycı) on üç ile
on dokuz yaş arasındaki kız
veya erkek genç
teens
(ti:nz) on üçten on do-
kuza kadar yaş
teeth
(ti:t) dişler (çoğul)
tele
(teli) uzağa, uzaklara an-
lamında ön ek
telegram
(teligrem) telgraf
telegraph
(teligra:f) telgraf /
telgraf çekmek
telephone
(telifoun) telefon /
telefon etmek
telephone booth
(telifoun
bu:t) telefon kulübesi
telephone directory
(telifoun
direktıri) rehber
telescope
(telıskoup) teleskop
television
(telıvijn) televizyon
tell
(tel) söylemek, anlatmak
temper
(tempi) huy / öfke
temperature
(tempriçı) sıcak-
lık
temple
(tempıl) tapınak, ma-
bet
temporary
(temprıri) geçici
temptation
(tempteyşın)
ayartma, baştan çıkarma
ten
(ten) on
tenant
(tenınt) kiracı
tender
(tendi) yumuşak, has-
sas/ müşfik / zayıf
tenderness
(tendinis) has-
saslık, şefkat
tennis
(tenis) tenis
tense
(tens) gergin, sinirli /
germek, gerginleşmek / fiil za-
manı (gram.)
tension
(tenşın) gerginlik, tan-
siyon
tent
(tent) çadır
-147-
tent
