supper
(sapı) gece yemeği
supply
(sıplay) stok, mevcut /
vermek, bulundurmak, sağ-
lamak
support
(sıpo:t) destek, yar-
dım / desteklemek, yardım et-
mek
suppose
(sıpouz) farz etmek,
varsaymak
supreme
(siu:pri:m) en yüksek,
yüce
sure
(şu:) emin, muhakkak
surely
(şu:li) elbette, muhak-
kak ki, hiç şüphesiz
surface
(sö:fıs) yüzey
surgeon
(sö:cın) operatör, cer-
rah
surgery
(sö:cıri) ameliyat
surname
(sö:neym) soyadı
surprise
(sıprayz) şaşırtmak /
sürpriz
surrender
(sirendi) teslim ol-
mak
surround
(sıraund) sarsmak,
kuşatmak
surrounding
(sıraunding)
çevre, çevreleyen, civar
survey
(sıvey) göz gezdirmek,
kontrol etmek / (sö:vey)
göz gezdirme, denetim, teftiş /
anket
survival
(sıvayvıl) hayatta
kalma
survive
(sıvayv) yaşamaya
devam etmek, sağ kalmak
survivor
(sıvayvı) sağ kalan,
kurtulan
suspect
(sıspekt) şüphelen-
mek / (saspekt) sanık, şüpheli
suspend
(sıspend) asmak,
askıda bırakmak
suspenders
(sıspendız) ço-
rap askısı, jartiyer
suspense
(sıspens) şüphede
bırakma, gerilim, belirsizlik
suspension
(sıspenşın) asma
/ erteleme
suspicious
(sıspişıs) şüphe-
lenen, şüpheli
swallow
(swolou) kırlangıç /
yutmak
swan
(swon) kuğu
swap
(swop) değişmek, değiş
tokuş etmek
swear
(swe:) yemin etmek /
küfretmek
sweat
(swet) ter / terlemek
sweater
(sweti) süeter, kazak
Sweden
(swi:dın) İsveç
Swedish
(swi:dış) İsveçli, İs-
veççe
sweep
(swi:p) silip süpürmek
-144-
supper
