turkce sozluk - page 257

fedakâr
ön a. (feda:kâ:r) Ar.+Far.
Özverili.
fedakârl›k, -¤›
a.
Özveri.
federal
ön a. Fr.
Federasyon durumunda
birleflmifl olan.
federasyon
a. Fr.
1.
Küçük devletlerin tek
bir devlet durumuna gelmek için yapt›k-
lar› ortakl›k, devletler birli¤i, birleflik
devlet, federal devlet:
‹sviçre bir fede-
rasyondur.
2.
Kulüp, sendika, parti, der-
nek gibi kurulufllar›n kendi aralar›nda
oluflturdu¤u birlik:
ö¤renci federasyo-
nu.
federe
ön a. Fr.
1.
Bir federasyona ba¤l›
olan.
2.
a.
Bir konfederasyonun üyesi.
felaket
a. (fela:ket) Ar.
1.
Büyük zarar ve
s›k›nt›lara neden olan durum ya da olay,
y›k›m:
Bir deprem felaketi daha yaflad›k.
2.
ön a.
Hiç hofl olmayan, çok kötü:
Fe-
laket bir filmdi.
3.
fiaflk›nl›k, afl›r›l›k bil-
dirir:
Bu çocuk bir felaket!
felaketzede
ön a. (fela:ketzede) Ar.+Far.
Felakete u¤ram›fl.
felç, -ci
a. Ar. t›p
Vücudun bir bölümünde
hareket ve hissetmenin yok olmas›, in-
me.
felç olmak
vücudun bir bölümünde
hareket ve hissetme kalmamak, inme
inmek.
felek, -¤i
ön a. Ar.
1.
Talih, flans, baht.
2.
Dünya, âlem.
felsefe
a. Ar.
1.
Bilginin ve varl›¤›n bilimsel
olarak araflt›r›lmas›, yorumlanmas›.
2.
Bir bilimin ya da bilgi alan›n›n temelini
oluflturan ilkeler bütünü:
hukuk felsefe-
si.
3.
Bir filozofun, bir felsefe okulunun
ya da bir ça¤›n ö¤retisi:
antik ça¤ felse-
fesi.
4.
Dünya görüflü, ideoloji.
felsefeci
a.
1.
Filozof.
2.
Felsefe ö¤retme-
ni.
feminizm
a. Fr.
Toplumda kad›n›n yararla-
naca¤› haklar› geniflletmek amac›n› gü-
den düflünce ak›m›.
fen, -nni
a. Ar.
1. Fizik, kimya, dirim bilimi,
matematik gibi deneylere ve kan›tlara
dayal› bilimlerin genel ad›.
2.
Bilim, bil-
gi.
fena
ön a. (fena:) Ar.
1.
Kötü:
fena adam.
2.
Üzücü:
fena haber.
3.
Çok:
Fena ya¤-
mur ya¤›yor.
4.
‹stenilen, gereken nite-
likte olmayan:
Fena bir not ald›m.
5.
Ra-
hats›z edici, hofla gitmeyen:
fena bir ko-
ku.
6.
Genel ahlak yap›s›na uymayan:
fena bir kad›n.
7.
be.
Afl›r› biçimde, çok:
Rüzgâr fena esiyor.
fena de¤il
oldukça
iyi:
Notlar› fena de¤il.
fenalaflmak
(nsz.)
1.
Fena duruma gel-
mek, kötüleflmek.
2.
(hasta için) Daha
da a¤›rlaflmak.
3.
Birden bay›lacak gibi
olmak, kendini kötü hissetmek.
fenal›k, -¤›
a.
1.
Kötülük, fler.
fenal›k et-
mek
kötülükte bulunmak.
fener
a. Rum.
1.
D›fl etkenlerden koruna-
cak biçimde yap›lm›fl ayd›nlatma arac›:
sokak feneri.
2.
Deniz feneri.
fener alay›
a.
Bayram gecelerinde, kalaba-
l›k bir grubun ellerinde fener ya da me-
flalelerle kenti dolaflarak yapt›klar› gös-
teri.
fennî
ön a. Ar.
1.
Fenle ilgili.
2.
Bir ifli tek-
ni¤ine uygun biçimde yapan:
fennî sün-
netçi.
fenol
a. Fr. kim.
Plastik maddelerin ve ba-
z› ilaçlar›n yap›m› ile boyac›l›kta kullan›-
lan, genellikle maden kömürünün katra-
n›ndan elde edilen, benzinin oksijenli
türevi.
feodal, -li
ön a. Fr.
Derebeylikle ilgili.
feodalizm
a. Fr.
Derebeylik.
feragat, -ti
a. (fera:gat) Ar.
Hakk›ndan ken-
di iste¤iyle vazgeçme.
ferah
ön a. Ar.
1.
Rahat, genifl:
ferah bir
giysi.
2.
(yer için) Aç›k, havadar, ayd›n-
l›k, iç aç›c›:
ferah bir daire.
ferahlamak
(nsz.)
1.
Genifllemek, aç›lmak:
Dolab› kald›r›nca salon ferahlad›.
2.
Ra-
hatlamak, s›k›nt›s› da¤›lmak:
Haber ge-
lince hepimiz ferahlad›k.
ferdî
ön a. (ferdi:) Ar.
Bireysel, kiflisel.
feribot
a. (fe’ribot) ‹ng.
Arabalar›, vagonla-
r› bir k›y›dan di¤erine geçirmekte kulla-
n›lan gemi.
fedakâr
feribot
257
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 257
1...,247,248,249,250,251,252,253,254,255,256 258,259,260,261,262,263,264,265,266,267,...688
Powered by FlippingBook