benzeyen fleylerden her biri, benzeri:
Bu
masan›n bir efli de bizde var.
2.
Kar› ko-
cadan her biri, hayat arkadafl›:
Eflinden
boflanacakm›fl.
3.
Birlikte yaflayan difli
ve erkek hayvanlardan her biri.
4.
‹kifler
kiflilik gruplar oluflturularak oynanan
oyunlarda ayn› grupta yer alanlardan
her biri.
efl anlaml›
a.
ve
ön a. dlb.
Yaz›l›fl ve oku-
nufllar› ayr›, ancak anlamlar› ayn› olan
(sözcükler); anlamdafl:
sene-y›l, özlem-
hasret.
eflarp, -b›
a. Fr.
Baflörtü.
efl bas›nç, -c›
a. co¤.
Bir meteoroloji hari-
tas› üzerinde, atmosfer bas›nçlar› eflit
olan farkl› yeryüzü noktalar›n› birleflti-
ren e¤ri; izobar.
efl biçim
a. kim.
ve
yerb.
Baflka bir fleyin
biçim ya da yap› bak›m›ndan ayn›s› olan
fley, izomorf.
efl cinsel
ön a.
Kendi cinsinden olanlara is-
tek duyan, onlarla cinsel iliflkide bulu-
nan kifli; homoseksüel.
efl de¤er
ön a.
De¤er yönünden birbirine
eflit olan (fley), muadil.
efl dost
be.
Tan›d›klar, ahbaplar.
eflek, -¤i
a.
1.
hayb. Atgillerden, tek t›rnak-
l›lar s›n›f›ndan, binek ve hizmet hayvan›
olarak kullan›lan, evcillefltirilmifl, uzun
kulakl›, memeli bir hayvan; merkep.
2.
mec.
Kaba saba, yeteneksiz kifli.
eflek ar›s›
a. hayb.
Zar kanatl›lar tak›m›n-
dan, k›z›l ve sar› renkte, zehirli i¤nesi
olan bir tür iri yaban ar›s›.
eflekbafl›
a. kaba
Yetkisi önemsenmeyen,
gücünü gerekti¤i gibi gösteremeyen ki-
fli.
eflek cenneti
a. argo
Öbür dünya.
eflek kafal›
a.
ve
ön a. mec.
Kal›n kafal›,
anlay›fls›z, kavray›fls›z (kifli).
efleklik, -¤i
a. mec.
Ak›ls›zca, düflüncesiz-
ce yap›lan davran›fl.
eflek flakas›
a. tkz.
Kaba, incitici flaka.
eflelemek
(-i)
1.
Bir yeri hafifçe kaz›p ka-
r›flt›rmak:
Minik kedi topra¤› efleledi.
2.
mec.
Bir iflin içyüzünü anlamaya çal›fl-
mak, kurcalamak: Eflelersen, ne oldu-
¤unu anlayabilirsin.
efley
a. dirb.
Cinsiyet, cinslik.
efleyli
ön a. dirb.
Erkek ya da difli efleyden
birinden olan ve di¤er efley olmadan
üreyemeyen.
efleyli üreme
a dirb.
Difli ve erkek üreme
hücrelerinin birleflmesiyle oluflan ço-
¤alma biçimi.
efleysel
ön a. dirb.
Cinsel, cinsî.
efleysiz
ön a. dirb.
Efleyli üreyemeyen, cin-
siyetsiz, cinsliksiz.
efleysiz ço¤alma
a. dirb.
Efley hücreleri
oluflturmaks›z›n bölünme yoluyla ço-
¤alma biçimi.
efl güdüm
a.
Belirli bir amaca ulaflmak için
çeflitli ifller aras›nda ba¤lant›, uyum, dü-
zen sa¤lama; koordinasyon.
eflik, -¤i
a.
1.
Kap› bofllu¤unun alt bölü-
münde zeminden yüksek bölüm.
2.
Bafllang›ç noktas›, bafllang›ç yeri:
Ülke,
yeni bir ekonomik krizin efli¤indeydi.
3.
müz.
Telli çalg›larda, telleri yüksekte tu-
tan tahta köprücük.
eflinmek
(nsz.)
(hayvan için) Aya¤›yla bu-
lundu¤u yeri kazmak.
eflit
ön a.
1.
Bir baflkas›yla yap›, boyut, ni-
celik, nitelik, de¤er, ölçü, güç bak›m›n-
dan ayn› olan:
Paray› eflit bir biçimde
paylaflt›k.
2.
Ayn› haklardan yararlanan,
ayn› düzeyde olan:
Yarg› karfl›s›nda her-
kes eflittir.
eflitlik, -¤i
a.
1.
Eflit olma durumu, denk-
lik.
2.
Yasa karfl›s›nda insanlar aras›nda
hiçbir ayr›m bulunmamas›, gözetilme-
mesi durumu.
eflkâl, -li
ç. a. (eflkâ:l) Ar. esk.
1.
Biçimler,
flekiller.
2.
Bir kimsenin d›fl görünüflü,
yüzü, k›l›¤›.
efl kanatl›lar
ç. a. hayb.
Yaprak bitleri, ka-
buklu bitler ve a¤ustos böcekleri gibi fa-
milyalar› kapsayan, bitki ve bitki özsula-
r›yla beslenen, zars› kanatlar› bir boyda
olan hortumlu böcekler tak›m›n›n alt ta-
efl anlaml›
efl kanatl›lar
247
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 247