turkce sozluk - page 272

giysi.
gelir
a.
1.
Belli zamanlarda, belli yerlerden
gelen para.
2.
Bir ekonomik birimin bel-
li bir süre içinde kazand›¤› para (ayl›k,
ücret, kira vb.):
Gelirim geçinmeme yet-
miyor.
gelir da¤›l›m›
a.
Bir ülkenin toplam geliri-
nin o ülkenin bireyleri aras›nda bölüfltü-
rülmesi.
gelir vergisi
a.
Gerçek kiflilerin, belirli bir
dönemde elde ettikleri gelirlerinden al›-
nan vergi.
gelifligüzel
ön a.
ve
be. (gelifli’güzel)
S›ra-
dan, özensiz, rastgele:
Gelifligüzel bir
çal›flma olmufl.
geliflim
a.
1.
Geliflmek eylemi, büyüme.
2.
‹lerleme.
geliflme
a.
1.
Geliflmek eylemi.
2.
ed.
Uzun anlat›ml› edebî eserlerde girifl bö-
lümünden sonra konunun geliflti¤i, zen-
ginleflti¤i bölüm.
geliflmek
(nsz.)
1.
(bir canl› için) Büyü-
mek, boy atmak.
2.
mec.
‹lerlemek, ol-
gunlaflmak, genifllemek, artmak:
Sana-
yimiz h›zla gelifliyor.
gelmek
(-den, -e, -le, nsz.)
1.
Bir yere git-
mek, varmak:
Dün akflam geldim.
2.
Geriye dönmek:
Askerden yeni geldim.
3.
Ziyarete, oturmaya gitmek:
Day›m
yar›n akflam bize yeme¤e gelecek.
4.
‹sabet etmek, rastlamak:
Evlilik y›l dö-
nümümüz pazara geliyor.
5.
Varmak,
ulaflmak:
On befl yafl›na geldi.
6.
Varl›-
¤›n› sürdürmek, yaflamak:
Baz› gele-
neklerimin günümüze kadar gelmifltir.
7.
‹zlemek, takip etmek:
Arkam›zdan bi-
ri geliyordu.
8.
Dayanmak, katlanmak:
O, flakaya hiç gelmez.
9.
Etkili olmak:
Aspirin iyi geldi.
10.
Uymak, uygun
düflmek:
Bu kazak bana büyük geldi.
11.
Kökeni bir yere dayanmak:
“Esnaf”
sözcü¤ü Arapçadan gelir.
12.
Öyle gö-
rünmek:
Bana üzgün gibi geldi.
13.
Mal
olmak:
Kilosu bir milyon liraya geliyor.
14.
(s›v› için) Akmak:
Su geldi.
15.
(yar.)
Sürerlik eylemi yapmaya yarar:
süregelmek, alagelmek.
16.
(yar.)
“-
mez”, “-mezlik” yap›m ekleriyle kullan›l-
d›¤›nda, bir eylemi yapt›¤› hâlde “yap-
maz gibi görünmek” anlam›n› veren de-
yimler yapar:
görmezden gelmek, gör-
mezlikten gelmek.
17.
Baz› sözcük ve
yap›m ekleriyle deyimler yapar:
yola
gelmek, görece¤i gelmek.
gem
a.
At›n a¤z›na tak›lan ve dizginler ara-
c›l›¤›yla onu yönetmeye yarayan araç.
gemi
a.
Su üstünde yol alan, yolcu ve yük
tafl›maya yarayan, güverteli büyük tafl›t:
yolcu gemisi.
gemicilik, -¤i
a.
1.
Gemi kullanma ya da
iflletme ifli.
2.
Gemi sanayii.
gen
ön a. Alm. dirb.
Kal›tsal karakterlerin
belirlenmesini, dölden döle aktar›lmas›-
n› sa¤layan kromozom ögesi.
genç, -ci
ön a.
1.
Yafl› ilerlememifl olan.
2.
Olgunlaflmam›fl (hayvan ya da bitki).
3.
mec.
K›sa geçmifli olan:
fiirketimiz daha
çok genç.
gençleflmek
(nsz.)
1.
Genç görünmek:
Sa-
kallar›n› kesince gençlefltin.
2.
(bir ku-
rulufl için)
Genç üyelerle yenileflmek.
gençlik, -¤i
a.
1.
Genç olma durumu.
2.
Çocuklukla olgunluk aras›ndaki dönem.
3.
Gençlerin tümü:
gençlerin sorunlar›.
gene
be. (ge’ne)
Yeniden, bir daha, yine,
tekrar:
Gene geldi.
2.
Öyle olsa da, öyle
olmas›na karfl›n:
Gene iyi karfl›lad›.
genel
ön a.
1.
Bütünü kapsayan, umumi:
genel seçim.
2.
Bütünü bak›m›ndan ele
al›nan:
Ekonominin genel durumu iyi.
3.
Bir kuruluflun bütününden sorumlu
baz› görevler ya da görevlilerin ad›nda
geçer:
genel baflkan, genel baflkanl›k.
genel ev
a.
Fuhufl yapmay› meslek edin-
mifl kad›nlar›n çal›flt›klar› yer.
genelge
a.
Üst makamlar›n yasa ve yönet-
meliklerin uygulanmas›nda yol göster-
mek, herhangi bir konuya dikkat çek-
mek, bir konuda ayd›nlatmak için ilgili-
lere gönderdi¤i yaz›; tamim; sirküler.
gelir
genelge
272
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 272
1...,262,263,264,265,266,267,268,269,270,271 273,274,275,276,277,278,279,280,281,282,...688
Powered by FlippingBook