turkce sozluk - page 275

ce karfl› koyan güç.
2.
fiz.
Ak›m geçen
bir devrede, iki nokta aras›nda ölçülen
potansiyel fark›, voltaj.
3.
Geliflmeler-
den duyulan yo¤un endifle, gerginlik,
tansiyon.
gerilla
a. (geri’lla) Fr.
1.
Hafif silahlarla do-
nat›lm›fl, vurkaç takti¤iyle savaflan ya
da kentte, k›rsal alanda silahl› eylemler
yapan yasa d›fl› birlik.
2.
Bu birlikten
olan kifli.
gerilmek
(nsz., -e)
1.
Gergin duruma gel-
mek.
2.
Gergin bir biçimde aç›lmak:
Bi-
raz gerildi, bir hamlede duvar›n üstün-
den atlad›.
3.
mec.
K›zmak, öfkelenmek,
sinirlenmek:
Olay nedeniyle tüm çal›-
flanlar gerilmiflti.
gerinmek
(nsz.)
Kollar› açarak gövdeyi ge-
riye do¤ru uzatmak.
gerisingeri
be.
Geldi¤i yöne ya da ters yö-
ne do¤ru:
Kap›n›n önünden gerisingeri
döndü.
gerisingeriye
be.
Gerisingeri.
germanyum
a. (gema’nyum) Fr. kim.
Az
rastlan›r, kalay› and›ran ve atom numa-
ras› 32, atom kütlesi 72,61 olan bir ele-
ment (simgesi: Ge).
germek
(-i)
1.
Bir fleyi uçlar›ndan ya da ke-
narlar›ndan çekerek gergin duruma ge-
tirmek:
‹pi iyice ger.
2.
Bir fleyi, bir yere
olabildi¤ince gergin bir biçimde ört-
mek.
gerzek
ön a. argo
Geri zekâl›.
getiri
a.
Faiz.
getirmek
(-i, -den, -e)
1.
Gelmesini sa¤la-
mak:
Gazeteyi getirir misin?
2.
Bir fleyi
yan›nda ya da üzerinde bulundurmak:
Kitaplar›m› da getirdim.
3.
Kazanç, gelir
sa¤lamak:
Bu ifl iyi para getirecek.
4.
Neden olmak, yol açmak, ortaya ç›kar-
mak:
Bu bulutlar ya¤mur getirecek.
5.
mec.
Bir kimseye bir haber iletmek, bil-
dirmek:
Sana bir mesaj getirdim.
gevelemek
(-i)
1.
Bir nesneyi çi¤nemeden
a¤›zda evirip çevirmek.
2.
mec.
Bir sö-
zü tam ve aç›k bir biçimde söyleme-
mek:
Geveleme, ne söyleyeceksen söy-
le.
geven
a. bitb.
Baklagillerden, tüysü yap-
rakl›, s›k dikenli, otsu bitki.
geveze
ön a.
1.
Yerli yersiz ve çok konu-
flan, çenesi düflük.
2.
S›r saklamayan,
boflbo¤az.
gevifl
a.
(hayvanlar için) Çi¤neme.
gevifl
getirmek
(baz› hayvanlar için) midede-
ki besinleri a¤za geri getirerek çi¤ne-
mek.
gevifl getirenler
ç. a. hayb.
Çift t›rnakl›la-
r›n, sindirim organlar› gevifl getirmeye
uygun olan alt tak›m›.
gevrek, -¤i
ön a.
1.
Kolayca ufalanabilen:
gevrek simit.
2.
(gülüfl için) Nefleli.
3.
a.
F›r›nda piflirilip kurutulan ve uzun sü-
re saklanabilen bir tür çörek.
gevflek
ön a.
1.
S›k› ve gergin olmayan.
2.
mec.
‹lgisiz, isteksiz:
‹flinde gevflek biri
oldu¤u söyleniyordu.
gevflemek
(nsz.)
1.
Gerginli¤i, s›k›l›¤› kal-
mamak:
‹p gevflemifl.
2.
mec.
Gerginli-
¤i kalmamak, sakinleflmek, rahatlamak,
yat›flmak:
Birkaç saat dinlenince gevfle-
miflti.
geyik, -¤i
a. hayb.
Geyikgillerden, erkekle-
rinin bafl›nda çatall› boynuzlar› olan, ge-
vifl getiren memeli bir hayvan.
geyikgiller
ç. a. hayb.
Gevifl getirenlerden;
geyik, alageyik, karaca gibi hayvanlar›
kapsayan bir memeli hayvanlar familya-
s›.
geyfla
a. Fr.
Japon gelene¤inde, temel u¤-
rafl› erkekleri e¤lendirmek olan kad›n
dansç› ve flark›c›.
gez
a.
1.
Okun kirifle giren oyuk ucu.
2.
Ta-
banca, tüfek gibi silahlarda, namlunun
gerisinde yer alan ve niflan al›rken arpa-
c›kla birlikte göz ile hedef aras›nda ayn›
çizgi üzerine getirilen V biçimindeki ya-
r›k.
gezdirmek
(-i, -e)
1.
Bir kimsenin gezip
görmesini, oyalanmas›n› sa¤lamak, do-
laflt›rmak:
Köpe¤imi her gün gezdiririm.
gerilla
gezdirmek
275
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 275
1...,265,266,267,268,269,270,271,272,273,274 276,277,278,279,280,281,282,283,284,285,...688
Powered by FlippingBook