2.
Birden çok siyasi partinin bir araya
gelerek oluflturdu¤u hükûmet.
kobalt
a. Alm. kim
. Boyac›l›kta kullan›lan,
gümüfli renkte ve atom numaras› 27,
atom kütlesi 58,93 olan element (sim-
gesi: Co).
kobay
a
.
(Amerika yerlilerinin dilinden)
hayb
. Kobaygillerden, bilimsel araflt›r-
malarda kullan›lan bir deney hayvan›.
kobra
a
.
Port. hayb
. Kobragillerden, Afrika
ve Asya’n›n s›cak bölgelerinde yaflayan,
çok zehirli bir y›lan türü.
koca (I)
a.
1.
Bir kad›n›n efli.
2.
Yafll›.
koca (II)
ön a
. Büyük, iri, genifl.
koca bebek, -¤i
a. mec
. Yafl›na göre dav-
ran›fllar› geliflmemifl olan kifli.
kocakar›
a.
(
koca’kar›
) kaba Yafll› kad›n.
kocamak
(
nsz.)
Yafllanmak, ihtiyarlamak.
kocaman
ön a
. Çok iri, çok büyük: koca-
man bir ev.
koca yemifl
a. bitb
.
1.
Fundagillerden,
pembe ve beyaz renkte çiçekler açan,
k›fl›n yapraklar›n› dökmeyen küçük bir
a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n çilek büyüklü¤ünde
k›rm›z› renkli meyvesi.
koç (I)
a
. Dam›zl›k erkek koyun.
koç (II)
a
. Çal›flt›r›c›.
Koç
öz. a. gökb
. Burçlar kufla¤› tak›my›ld›-
z›, burçlar kufla¤›n›n ilk burcu.
koçaklama
a. ed
. Halk edebiyat›nda savafl,
kahramanl›k, yi¤itlik gibi konular› iflle-
yen ve kahramanl›k duygular›n› canlan-
d›ran fliir.
koçan
a.
1.
Marul, lahana gibi s›k yaprakl›
sebzelerde yapraklar›n ba¤l› oldu¤u
sert gövde.
2.
M›s›r tanelerinin yap›fl›k
oldu¤u sert bölüm.
3.
Makbuz ve bilet-
lerin, ayr›lan parças› kopar›ld›ktan son-
ra cilde ba¤l› kalan bölüm.
kod, -du
a. Fr
. Bir bilgiyi gösteren simgeler
dizgesi.
kodaman
ön a.
ve
a
. ‹leri gelen, para ve
makam sahibi kifli.
kodes
a. argo
Tutukevi, hapishane.
kodlamak
(-i)
1.
Kodlarla göstermek.
2.
Bir haritan›n kodlar›n› koymak, rakam-
lamak.
kof
ön a
.
1.
Kuruyarak ya da çürüyerek içi
boflalm›fl olan
: kof ceviz
.
2
.
mec.
(kifli
için) De¤ersiz, bilgisiz, bofl.
kofra
a
. Bina girifllerinde yer alan, içinden
üç fazl› flehir flebeke hatt› iletkenleri ge-
çen ve her faz için bir ana sigorta içeren
duvara gömülü metal kutu.
koful
a. bitb.
Hücre sitoplazmas›nda olu-
flan cans›z yap›.
ko¤ufl
a.
K›flla, okul, hastane, hapishane
gibi insanlar›n toplu olarak yaflad›klar›
yerlerde içinde birçok kiflinin yatt›¤›,
bar›nd›¤› büyük oda.
kok
a.
Maden kömürünün dam›t›lmas›yla
elde edilen kat› yak›t, kok kömürü.
kokain
a. Fr
. Koka bitkisinin yapraklar›ndan
ç›kar›lan uyuflturucu bir alkaloit.
kokarca
a. (koka’rca) hayb
. Etoburlardan,
kendini korumak için pis bir koku f›flk›r-
tan, uzun tüylü, yüzü sar›ms›, memeli
bir hayvan.
kokart, -d›
a. Fr
.
1.
Askerlerin flapkalar›na
takt›klar›, statü ve s›n›flar›n› belirten
iflaret.
2.
Belli bir toplululu¤un simgesi
olan iflaret.
kok kömürü
a
. Kok.
koklamak
(-i)
Kokusunu duymak için bir
fleyi burnuna yaklaflt›rmak ya da bir ye-
rin havas›n› içine çekmek.
koklatmak
(-i, -e)
1.
Koklamas›n› sa¤la-
mak.
2.
mec
. Kendisine ait bir fleyden
baflkas›na biraz vermek.
3.
mec
. (olum-
suz biçimiyle) Hiç vermemek:
Yiyecek-
lerini kimseye koklatmazd›.
kokmak
(
nsz.)
1.
Koku ç›karmak, yaymak:
Çiçekler çok güzel kokuyor
.
2.
Çürüyüp
bozularak kötü bir koku ç›karmak:
Bu
yemek kokmufl.
kokona
a. (koko’na) Yun
.
mec.
Süsüne
düflkün, yafl› geçkince kad›n.
kokoreç
,
a. Yun.
K›zart›lmak üzere flifle sa-
r›lm›fl koyun ya da kuzu ba¤›rsa¤›.
kokpit
a. ‹ng
. Bir uçakta uçufl görevlilerinin
kobalt
kokpit
390
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 390