turkce sozluk - page 381

k›rat
a. Ar
. Elmas, zümrüt gibi de¤erli tafl-
lar›n tart›lmas›nda kullan›lan iki desig-
raml›k ölçü birimi.
k›rbaç, -c›
a.
Deriden ya da uzun ve esnek
bir de¤ne¤in ucuna s›r›m ba¤lanarak
yap›lm›fl vurma arac›.
k›rç›l
ön a.
K›rlaflmaya bafllam›fl.
k›rg›n
ön a.
Bir kifliye gücenmifl.
k›rg›nl›k, -¤›
a
.
1.
K›rg›n olma durumu.
2.
K›r›kl›k.
K›rg›z
öz. a
.
1.
K›rg›zistan’da yaflayan,
Türk soyundan gelen bir halk ve bu
halktan olan kifli.
2.
ön a.
K›rg›zlara öz-
gü, K›rg›zlarla ilgili olan.
K›rg›zca
öz. a
. K›rg›zistan’da konuflulan
kuzeybat› Türk dili.
k›r›c›
ön a.
1.
K›rmak eylemini yapan
. 2.
mec.
Çevresindekilere sert ve kaba dav-
ranan kiflinin tutumu.
k›r›k, -¤›
ön a.
1.
K›r›lm›fl olan:
k›r›k cam
.
2.
a.
K›r›lm›fl bir fleyin parças›:
cam k›-
r›¤›
.
3.
a
. Bir etkiyle k›r›lm›fl kemik:
Ko-
lunda iki k›r›k var
.
4
.
a
. Zay›f, geçmez
not:
Karnesinde k›r›k yok
.
5.
a. co¤
.
Fay.
6.
mec
. Gücenmifl, üzgün.
k›r›k çizgi
a. mat
. Bir ya da birkaç noktada
do¤rultu de¤ifltiren çizgi.
k›r›kl›k, -¤›
a.
1.
K›r›k olma durumu.
2.
Vücutta duyulan yorgunluk, rahats›zl›k;
k›rg›nl›k.
3.
mec.
‹steksizlik, güceniklik,
k›rg›nl›k: Sesinde bir
k›r›kl›k hissedili-
yordu
.
k›r›lgan
ön a.
1.
Kolay ve çabuk k›r›lan
(fley).
2.
Kolay ve çabuk gücenen, al›-
nan (kifli).
k›r›lma
a
.
1.
K›r›lmak eylemi.
2
.
fiz.
Bir ›fl›-
n›n, saydam bir ortamdan baflka bir
saydam ortama geçerken do¤rultusunu
de¤ifltirmesi.
k›r›lmak
(nsz.)
1.
K›rmak eylemine konu
olmak
. 2
.
(-e
) Gücenmek, incinmek:
Sözlerine çok k›r›ld›m
.
3
. (savafl, bula-
fl›c› hastal›k vb. nedeniyle) Çok say›da
insan ölmek:
Tüm kent vebadan k›r›l›-
yordu
.
4
. K›r›kl›k duymak:
Üflütmüflüm
san›r›m, her taraf›m k›r›l›yor
.
5
.
mec.
(so¤uk, rüzgâr vb. için) fiiddeti azal-
mak, yat›flmak.
6.
mec.
(umut, cesaret
vb. için) Azalmak, yok olmak:
Rakibinin
ak›l dolu oyunu karfl›s›nda cesareti k›r›l-
m›flt›
.
7
.
mec
. Gülmekten iki büklüm ol-
mak:
Adam›n o hâline gülmekten k›r›l-
d›k
.
k›r›m
a
. Katliam.
k›r›nt›
a.
Bir fleyden ayr›lan küçük parça:
ekmek k›r›nt›s›
.
k›r›fl›k
ön a.
1
. K›r›flm›fl olan:
k›r›fl›k göm-
lek
.
2
.
a
. K›r›flm›fl yer, k›r›fl›kl›k.
k›r›flmak
(nsz.)
1
. Üzerinde k›r›fl›kl›k olufl-
mak:
Gömle¤im k›r›flm›fl
.
2.
Bir fleyi ya-
r› yar›ya paylaflmak:
Kazand›¤›m›z para-
y› k›r›flt›k
.
k›r›flt›rmak
(-i)
1
. K›r›flmas›na yol açmak.
2.
(-le
)
tkz.
Karfl› cinsten biriyle yak›n
iliflki kurmak.
k›r›tmak
(
nsz., -e
) Çekici, hofl görünmek
için cilveli davran›fllarda bulunmak.
k›rk
a.
1.
Otuz dokuzdan sonra gelen say›
ve bu say›y› gösteren rakam, 40, XL.
2
.
Otuz dokuzdan bir fazla olan:
k›rkar ki-
fli.
k›rkar
ön a.
K›rkl› gruplar biçiminde üleflti-
rilmifl olan:
k›rkar ö¤renci
.
k›rkayak, -¤›
a. hayb
. Eklem bacakl›lar›n
çok ayakl›lar s›n›f›ndan, nemli yerlerde
ve tafllar›n alt›nda yaflayan, yuvarlak ve
uzun bedenli bir böcek.
k›rkbay›r
a
. Gevifl getiren hayvanlar›n dört
gözlü midelerinin üçüncü gözü.
k›rkbefllik, -¤i
a. müz.
Ön ve arka yüzünde
birer müzik parças› bulunan ve dönme
h›z› dakikada 45 devir olan plak.
k›rk›nc›
ön a.
S›ras› ya da yeri k›rk say›s›y-
la belirtilen:
k›rk›nc› sayfa.
k›rklamak
(nsz.)
1
. (lohusa ve yeni do¤-
mufl bebek için) Do¤umdan sonraki
k›rk gününü doldurmak.
2.
Bir fleyi k›rk
kez yapmak, özellikle bir fleyi çok y›ka-
mak.
k›rkmak
(-i)
Bir hayvan›n tüylerini kesmek.
k›rat
k›rkmak
381
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 381
1...,371,372,373,374,375,376,377,378,379,380 382,383,384,385,386,387,388,389,390,391,...688
Powered by FlippingBook