turkce sozluk - page 384

nacak ders.
k›stak, -¤›
a. co¤.
Bir yar›maday› karaya
ba¤layan, iki yan› su, dar kara parças›.
k›stas
a
.
Ar
. Ölçüt, kriter.
k›st›rmak
(-i, -e)
1.
‹ki fley aras›nda kalarak
s›k›flmak:
Parma¤›n› kap›ya k›st›rd›.
2.
Kaçamayaca¤› bir biçimde s›k›flt›rmak:
H›rs›z› evin bodrumunda k›st›rd›lar.
k›fl
a
. Kuzey Yar›m Küre’de, aral›k ay›n›n
21’inde bafllay›p mart ay›n›n 21’ine ka-
dar süren y›l›n en so¤uk mevsimi.
k›flk›rt›c›
ön a
. ve
a
. K›flk›rtma yapan, pro-
vokatör.
k›flk›rtma
a.
1.
K›flk›rtmak eylemi, tahrik.
2.
Herhangi bir kifliye, bir gruba, kuru-
lufla ya da devlete karfl› giriflilen ve on-
lar› sonradan a¤›r sonuçlar verecek bir
karfl› eylem yapmaya zorlayan, önce-
den tasarlanm›fl giriflim; provokasyon.
k›flk›rtmak
(-i
) 1.
Birini, kötü sonuçlar do-
¤uracak bir ifl yapmas› için harekete ge-
çirtmek.
2.
Kümes hayvanlar›n› ürkütüp
kaç›rmak.
k›fl k›yamet
a.
Çok zorlu k›fl; ya¤murlu, f›r-
t›nal› so¤uk hava.
k›flla
a. (k›’flla
) Askerî birliklerin bar›nmas›
amac›yla kurulan büyük yap› ya da ya-
p›lar
k›fllak, -¤›
a.
Göçebe oymaklar›n hayvanla-
r›yla birlikte yayladan inerek k›fl mevsi-
mini geçirdikleri iklim bak›m›ndan uy-
gun yer.
k›fllamak
(
nsz.)
1.
K›fl› bir yerde geçirmek.
2.
K›fl gelmek.
k›fll›k, -¤›
ön a.
1.
K›fla iliflkin
: k›fll›k panto-
lon
.
2.
K›fl için:
k›fll›k kömür
. 3.
K›fl›n
oturulan yap› ya da yer.
k›t
ön a.
1.
Gereksinimi karfl›lamayacak ka-
dar az olan.
2.
(soyut fleyler için) Az:
anlay›fl› k›t.
k›ta
a. Ar
.
1.
Yeryüzündeki befl büyük kara
parças›ndan her biri, ana kara:
Afrika
k›tas›
.
2.
ask
. Askerlerin bir komutan›n
emrinde bir araya gelmesiyle oluflan
birlik
. 3.
ed.
Dörtlük.
k›ta sahanl›¤›
a
. Sahile k›y›s› olan bir dev-
letin deniz yata¤› alt›ndaki zenginlikler-
den yararlanma hakk›na sahip oldu¤u
toprak tabakas›.
k›t›r k›t›r
ön a
. K›zart›larak, kavrularak, ku-
rutularak çok gevrek bir duruma gelmifl
olan:
k›t›r k›t›r bir simit
.
k›tlama
be
. Kesme flekeri diflle küçük kü-
çük ›s›rarak çay içme biçimi.
k›tl›k, -¤›
a
.
1.
Gereksinim duyulan bir fle-
yin yoklu¤u:
benzin k›tl›¤›
. 2.
Savafl,
kurakl›k gibi nedenlerle g›da kaynaklar›-
n›n halk›n aç kalmas›na yol açacak de-
recede azalmas›; açl›k:
Savafl y›llar›nda
büyük k›tl›k vard›
.
3.
mec
. (duygu, söz,
anlay›fl vb. için) Bir fleyin az oluflu, ye-
tersizli¤i:
Bu konuda nitelikli eleman
k›tl›¤› var.
k›vam
a
.
(k›va:m) Ar
.
1.
S›v›larda koyuluk,
koyuluk derecesi:
reçel k›vam›nda
.
2.
mec.
Bir fleyin en uygun zaman› ya da
durumu.
k›vanç, -c›
a
.
1.
Övünç, iftihar.
2.
Sevinç.
k›v›lc›m
a.
1.
Yanan bir maddeden sݍra-
yan atefl parças›.
2.
Demir, tafl gibi
maddelerin sürtüflmesi ya da çarp›fl-
mas›yla saç›lan atefl parçac›klar›.
3.
mec.
Bir süreci bafllatan etken:
Gergin-
lik bir k›v›lc›mla kavgaya dönüflebilirdi
.
k›v›rc›k, -¤›
ön a.
1.
Küçük küçük k›vr›mla-
r› olan:
K›v›rc›k saçlar› vard›
.
2.
a
. Ge-
nellikle Marmara Bölgesi’nde yetifltiri-
len, beyaz yünlü, ince kuyruklu bir ko-
yun cinsi.
k›v›rc›k salata
a.
Yapraklar› k›v›rc›k bir tür
marul.
k›v›rmak
(-i)
1.
Bükmek, e¤mek: teli k›v›r-
mak.
2.
Bükerek belli bir biçim vermek:
Kartonu rulo biçiminde k›v›r›p elime tu-
tuflturdu
.
3.
(-e
) Belli bir yöne do¤ru
çevirmek, döndürmek:
direksiyonu sola
k›v›rmak
.
4.
Kalçalar›n› uyumlu hare-
ketlerle bir o yana bir bu yana sallamak
ya da bu biçimde yürümek.
5.
Uydurup
anlatmak:
Yine ne yalanlar k›v›r›yor-
k›stak
k›v›rmak
384
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 384
1...,374,375,376,377,378,379,380,381,382,383 385,386,387,388,389,390,391,392,393,394,...688
Powered by FlippingBook