turkce sozluk - page 391

bulundu¤u yer.
kokteyl
a. (ko’kteyl) ‹ng
.
1.
Çeflitli içkiler
kar›flt›r›larak haz›rlanan içki.
2.
‹çkili
toplant›.
koku
a.
1
. Nesnelerden yay›lan zerrecikle-
rin, koklama organ›nda uyand›rd›¤›
duygu.
2.
Güzel kokmak için sürülen
esans.
3.
mec
. Bir fleyin belirtisi, iflare-
ti:
Ortal›kta felaket kokusu vard›
.
kokuflmak
(nsz.)
1.
Çürüyüp bozularak kö-
tü bir koku ç›karmak, kokmak.
2.
mec.
(kifli, toplum için) Yozlaflmak, bozul-
mak.
kokutmak
(-i)
1.
Hofl olmayan bir koku
yaymak:
Biriken çöpler tüm soka¤› ko-
kutuyordu.
2.
Bozulup kokuflmas›na
neden olmak.
kol
a
.
1.
‹nsan vücudunda omuz bafl›ndan
parmak uçlar›na kadar uzanan bölüm.
2.
Kasapl›k hayvanlarda ön aya¤›n üst
bölümü.
3.
Giysilerde kolu örten bö-
lüm.
4.
A¤açlarda gövdeden ayr›lan ka-
l›n dal.
5.
Makinelerde tutup çevirmeye,
çekmeye yarayan a¤aç ya da metal par-
ça.
6.
Bir fleyin ayr›ld›¤› bölümlerden
her biri, dal, k›s›m, branfl:
tiyatro kolu
.
7.
Dizi
: yürüyüfl kolu
.
8.
Baz› çalg›lar›n
elle tutulan sap bölümü.
9.
Koltuk, ka-
nepe gibi eflyalarda kol dayamaya yara-
yan bölüm.
10.
Taraf, yön:
Dört koldan
sald›rd›lar
.
11.
Çal›flma grubu, ekip:
ke-
flif kolu.
kola (I)
a. (ko’la) ‹t
.
1.
Çamafl›rlar›n sert ve
parlak olmas› için ütü s›ras›nda kullan›-
lan ve ana bilefleni niflasta olan madde.
2.
K⤛t ve bez yap›flt›rmakta kullan›lan
kaynat›lm›fl niflasta bulamac›.
3.
Kola-
lama.
kola (II)
a. (ko’la) Fr. bitb
.
1.
Kolagillerden,
Afrika’n›n s›cak bölgelerinde yetiflen bir
a¤aç
. 2.
Bu a¤ac›n uyar›c› etkisi olan ve
kola cevizi de denilen kabuklu meyvesi.
3.
Bu a¤ac›n yapraklar›ndan ç›kar›lan
kokulu bir maddeyle kokuland›r›lan içe-
cek.
kolaçan
a.
Neler olup bitti¤ini anlamak
amac›yla, pek belli etmeksizin çevreyi
gözden geçirmek
” anlam›na gelen “
ko-
laçan etmek
” deyiminde geçer.
kolalamak
(-i)
Sert ve parlak olmas›, düz-
gün durmas› için gömlek, örtü gibi fley-
leri, içinde kola eritilmifl suya bat›r›p
ütülemek.
kolay
ön a
.
1.
Güçlük çekmeden, yorulma-
dan yap›labilen, emeksiz, zahmetsiz:
Kolay bir ifl
.
2.
be
. S›k›nt›s›z, zahmetsiz
bir biçimde, güçlük çekmeden,:
Bu ifli
kolay olamayacak
.
kolay gelsin
bir ifli
yapmakta olan birine söylenen iyi dilek
sözü.
kolay› var
çaresi var.
kolayca
ön a. (kola’yca)
1.
Oldukça kolay
olan
.
2.
be. Kolayl›kla, s›k›nt› çekme-
den.
kolaylamak
(-i
) Bir ifli bitirmek üzere ol-
mak.
kolayl›k, -¤›
a
.
1.
Kolay olma durumu.
2.
‹fllerin kolayca yap›lmas›n› sa¤layan
fley, rahatl›k.
kolayl›kla
be
.
(kolayl›’kla
) S›k›nt›, güçlük
çekmeden, kolayca.
kol böre¤i
a.
Yufkay› bölmeden, uzunca ve
k›vr›m k›vr›m sararak haz›rlanan bir bö-
rek türü.
kolçak, -¤›
a
.
1.
Yaln›z baflparma¤› ayr›, di-
¤er parmaklar› bir örülmüfl yün eldiven.
2.
Kolluk.
kolej
a. Fr. e¤b
. 1.
Ö¤retim programlar›n-
da yabanc› bir dil ö¤retimine a¤›rl›k ve-
ren lise dengi okul.
2.
Baz› meslek
okullar›na verilen ad:
polis koleji
.
koleksiyon
a. Fr.
1.
Tarihsel de¤erleri, gü-
zellikleri, ender bulunmalar› gibi nitelik-
lerinden dolay› toplanarak bir araya ge-
tirilmifl nesneler toplulu¤u:
pul koleksi-
yonu
.
2.
Moda evlerinin giyimdeki son
yenilikleri tan›tmak amac›yla düzenledi-
¤i defilelerle gösterilen modellerin tü-
mü.
kolektif
ön a. Fr.
1.
Birçok kifliyi ya da nes-
neyi kapsayan.
2.
Ortaklafla.
kokteyl
kolektif
391
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 391
1...,381,382,383,384,385,386,387,388,389,390 392,393,394,395,396,397,398,399,400,401,...688
Powered by FlippingBook