kurs (II)
a. Fr
. Belirli bir alanda bilgi ve be-
ceri kazand›rmak amac›yla k›sa süreli
düzenlenen e¤itim etkinli¤i:
‹ngilizce
kursu.
kursak, -¤›
a
.
1.
hayb. Kufllar›n yemek bo-
rusu bulunan ve içinde yiyeceklerin
topland›¤› fliflkince organ.
2.
hlk
. Mide.
kurflun
a
.
1.
kim
. Mavimsi esmer renkte,
yumuflak, bükülgen ve atom numaras›
82, atom kütlesi 207,2 element (simge-
si: Pb).
2.
Tüfek, tabanca gibi ateflli si-
lahlarda kullan›lan mermi.
3.
Bir oltay›
ya da a¤› dipte tutmak için ba¤lanan
kurflundan parça.
kurflun gibi
çok a¤›r.
kurfluni
a.
(
kurflu:ni:) T.+Ar
.
1.
Kurflun ren-
gi.
2.
ön a
. Bu renkte olan.
kurflun kalem
a.
‹çi grafitli, d›fl› genellikle
a¤açtan olan kalem.
kurflunlamak
(-i)
1.
Kurflunla kaplamak.
2.
Tabanca, tüfek gibi bir silahla atefl et-
mek, kurflunla vurmak.
kurflun rengi
a
.
1
. Koyu kül rengi, kurfluni.
2.
ön a
. Bu renkte olan.
kurt, -du (I)
a
.
1.
hayb.
Köpekgillerden, Av-
rupa, Asya ve Kuzey Amerika’da yafla-
yan; sürüler hâlinde avlanan; tüyleri gri
sar› renkte; etçil, y›rt›c› ve memeli bir
hayvan.
2.
mec.
Kurnaz, iflbilir.
kurt, -du (II)
a.
1.
hayb
. Vücudunda sert
bir bölüm bulunmayan, omurgas›z,
uzun gövdeli, bacaks›z ve ayaks›z ya da
çok ilkel ayakl› küçük hayvan.
2.
Baz›
böceklere ve kurtçuklara verilen ad.
kurtar›c›
ön a
.
1.
Kurtaran
. 2.
a
. Bir kimse-
yi, bir toplulu¤u ya da bir ülkeyi güç bir
durumdan ya da yok olmaktan kurtaran
kifli.
kurtarmak
(-i
)
1.
Bir canl›y› karfl› karfl›ya
bulundu¤u bir tehlikeden ya da zor bir
durumdan uzaklaflt›rmak:
Bo¤ulmak
üzere olan bir çocu¤u kurtard›
. 2.
Bir
fleye zarar gelmesini ya da bir fleyin ifl-
levini yitirmesini önlemek:
Belgeleri
yang›ndan zor da olsa kurtarm›fllard›
.
3.
(olumsuz biçimde) Bir fleyin de¤eri-
ni karfl›lamak:
Bu para kurtarmaz
.
kurtçuk, -¤u
a. hayb
. Özellikle baz› böcek-
lerin yumurtadan ç›kt›ktan sonra ergin
oluncaya kadar geçirdikleri evre.
kurtlanmak
(nsz.)
‹çinde ya da üzerinde
kurt oluflmak:
kurtlu kiraz
.
2.
mec.
Te-
lafl ve sab›rs›zl›k göstermek, yerinde
duramamak.
kurtlu
ön a
.
1
. Kurtlanm›fl.
2
.
mec
. Yerinde
duramayan, sürekli k›m›ldanan (kifli).
kurtpençesi
a. bitb
. Karabu¤daygillerden,
sulak da¤ çay›rlar›nda yetiflen, salk›m
biçiminde pembe çiçekler açan, çok y›l-
l›k otsu bir bitki.
kurtulmak
(nsz.)
1.
Tehlikeli, güç bir duru-
mu atlatmak:
Hastal›ktan sonunda kur-
tuldu.
2
. ‹stenmeyen, s›k›nt› veren bir
kimseden, bir durumdan ya da bir yer-
den uzaklaflmak:
Borçlar›ndan henüz
kurtulmam›flt›
.
3.
(
nsz., -den)
(bir fley)
Bulundu¤u, ba¤l› oldu¤u yerden ayr›l-
mak:
Tekne iplerinden kurtulmufl
,
a盤a
sürükleniyordu
.
kurtulmal›k, -¤›
a
. Fidye.
kurtulufl
a
. Bir yerden, bir fleyden kurtul-
ma:
6 Ekim, ‹stanbul’un düflmanlardan
kurtulufl günüdür
.
Kurtulufl Savafl›
öz. a
. 1919 ile1923 y›llar›
aras›nda Türk ulusunun Atatürk’ün ön-
derli¤inde ba¤›ms›zl›¤›na ve özgürlü¤ü-
ne kavuflmak için yurdu iflgal eden düfl-
manlara karfl› giriflti¤i savafl; ‹stiklal
Savafl›.
kuru
ön a.
1.
Suyu, nemi bulunmayan:
ku-
ru odun
.
2.
Ya¤›fl almayan ya da bitki
örtüsü c›l›z:
kuru da¤lar
.
3.
Suyu kesil-
mifl
: kuru çay
.
4.
(
bitki için
) Kurumufl,
do¤al canl›l›¤›n› yitirmifl:
kuru a¤aç
.
5.
Kurutulmufl:
kuru üzüm
.
6.
Salg›s› ol-
mayan:
kuru öksürük
.
7.
Çok zay›f, s›s-
ka:
Kara kuru biriydi
.
8.
Etkisi ve sonu-
cu olmayan:
kuru sözler.
9
. mec
. Yan›n-
da kat›k edecek bir fley bulunmayan:
kuru ekmek
.
10.
Ak›c›l›¤›, derinli¤i ol-
mayan:
kuru bir anlat›m
.
kurs
kuru
409
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 409