turkce sozluk - page 410

kurucu
ön a.
1.
Bir kurumun, bir iflin kurul-
mas›n›, oluflturulmas›n› sa¤layan:
ku-
rucu üye.
2
.
a
. Bir fleyi kuran, oluflturan
kifli.
kuru fasulye
a
.
1.
Fasulye.
2.
Kurutulmufl
fasulyeden yap›lan bir yemek.
kuru kafa
a
.
1.
Bafl iskeleti.
2
.
mec
. Ak›ls›z
kafa.
kuru kahve
a
. Dövülmüfl ya da çekilmifl
kahve.
kuru kalabal›k, -¤›
a
.
1.
‹fle yaramayan in-
san toplulu¤u.
2.
‹fle yaramayan k›r›k
dökük eflya.
kurul
a
. Bir ifli yapmak ya da yönetmekle
görevli kiflilerden oluflmufl topluluk, he-
yet:
yönetim kurulu
.
kurulamak
(-i
) Bir fleyin üzerineki ›slakl›¤›
gidermek:
Ellerini havluyla kurulad›
.
kurulanmak
(
nsz.)
1.
Kurulamak eylemine
konu olmak:
Bulafl›klar kurulanmam›fl
.
2.
Kendi kendini kurulamak:
Banyodan
ç›k›nca hemen kuruland›.
kurulmak
(nsz.)
1.
Kurmak eylemi yap›l-
mak.
2.
(-e)
Rahatça oturmak, yerlefl-
mek.
3.
mec.
Övünür biçimde davran-
mak, böbürlenmek, kas›lmak.
kurultay
a. Mo¤.
1.
Ulusal toplant›.
2.
Bir
kuruluflun temel ifllerini görüflmek için
belli sürelerle ya da ola¤anüstü yapt›¤›
genel toplant›; kongre:
Parti kurultay›
toplan›yor.
kurulufl
a.
1.
Kurulmak durumu ya da biçi-
mi:
fiirketin kuruluflu tamamland›.
2.
Topluma hizmet etmek amac› ve göre-
viyle kurulan her fley, kurum, tesis, mü-
essese.
kurum (I)
a.
Bacalarda, soba borular›nda
biriken ve çevreye savrulan kal›n is.
kurum (II
) a
. 1.
Kurulufl, tesis, müessese.
2.
huk.
Yasal bir de¤eri olan ve toplum-
ca benimsenen kural ya da uygulama,
müessese:
evlilik kurumu.
kurum (III
)
a.
Kendini büyük ve önemli
gösterme, böbürlenme.
kurum satmak
kurumlanmak.
kurumak
(nsz.)
1.
Islakl›¤›n›, nemini yitir-
mek:
Çamafl›rlar kurumufl.
2.
(bitki
için) Suyu çekilip cans›z duruma gel-
mek.
3.
(akarsu, göl için) Suyu çekil-
mek, susuz duruma gelmek.
4.
mec.
Zay›flamak, s›skalaflmak.
kurumlanmak
(
nsz.)
1.
Kurum tutmak.
2.
Böbürlenmek, büyüklenmek, kurum
satmak.
kurumlaflmak
(nsz.) Kurum niteli¤i kazan-
mak, müesseseleflmek.
kuruntu
a.
As›ls›z, yersiz ve kötü olas›l›kla-
ra dayanan s›k›nt›l› düflünce; evham.
kuruntu etmek
kötü olas›l›klar› düflü-
nüp üzülmek.
kuru pasta
a.
Tatl› ya da tuzlu, kremas›z
çörek.
kuru pil
a.
Ak›nt› yapmamas› için elektroli-
ti so¤urucu bir maddeyle kaplanm›fl pil.
kurus›k›
a.
1.
Yaln›z barutla s›k›lanm›fl tü-
fek ya da fiflek dolgusu.
2.
Korku ver-
mek, y›ld›rmak amac›yla söylenen söz,
yap›lan davran›fl.
kuru söz
a.
De¤er tafl›mayan, gerçekle ilgi-
si olmayan söz.
kurufl
a. Alm.
Türk liras›n›n yüzde biri de-
¤erindeki para birimi.
kuruflu kurufluna
be.
Hesap tam ç›kart›la-
rak:
Borcumu kuruflu kurufluna öde-
dim.
kuruflluk
ön a.
Belirtilen kurufl de¤erinde
olan:
elli kuruflluk fleker.
kuru temizleme
a.
Kimyasal maddelerle ya
da buharla giysi, eflya vb. fleyleri temiz-
leme, ütüleme.
kurutmaç, -c›
a.
Mürekkebi kurutmak için
kullan›lan kurutma k⤛d› ve onun tak›l›
oldu¤u araç.
kurutmak
(-i)
1.
Suyunu, ›slakl›¤›n›, nemi-
ni gidererek kuru duruma getirmek:
saçlar›n› kurutmak.
2.
(
bitki için)
Canl›-
l›¤›n› yitirmesine neden olmak:
Afl›r› s›-
caklar tüm fidanlar› kuruttu.
kurutma k⤛d›
a.
Emici özelli¤i olan ve ya-
z›da mürekkebin ›slakl›¤›n› gidermek
kurucu
kurutma k⤛d›
410
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 410
1...,400,401,402,403,404,405,406,407,408,409 411,412,413,414,415,416,417,418,419,420,...688
Powered by FlippingBook