turkce sozluk - page 411

için kullan›lan bir tür k⤛t.
kuru yemifl
a.
Yemek d›fl›nda yenilen; f›n-
d›k, f›st›k, leblebi, ayçekirde¤i gibi ku-
rutulmufl ya da kavrulmufl yiyecek.
kurye
a. Fr.
Postay› yerine ulaflt›rmakla gö-
revli kifli.
kusmak
(nsz., -i)
1.
Midede bulunanlar›
a¤›z yoluyla d›flar› atmak, istifra etmek.
2.
(-i)
(boya, ya¤, leke için) D›flar› ver-
mek:
Duvar boyay› kustu.
3.
mec
.
Öfke
gibi bast›r›lm›fl bir duyguyu bütün flid-
detiyle ortaya vurmak.
kusmuk, -¤u
a.
Kusulan fley.
kusur
a. Ar.
1.
Eksiklik, noksan:
Önce ken-
di kusurlar›n› düzeltmelisin.
2.
Özür:
imalat kusuru.
3.
Bir ifli gere¤i gibi yap-
mamaktan do¤an hata, ihmal:
Bu kaza-
da sürücünün bir kusuru yok.
4.
Bir
fleyde görülen aksakl›k:
Tek kusurlar›
geç gelmeleri olmufltu.
kusur etmek
hofl görülmeyecek bir davran›flta bu-
lunmak.
kufl
a. hayb.
Yumurtlayan omurgal›lardan,
vücudu tüylerle örtülü, iki kanatl›, iki
ayakl›, gagal›, akci¤erleriyle solunum
yapan, s›cakkanl› ve uçucu hayvanlar›n
ortak ad›.
kufl gibi 1)
çok hafif;
2)
ça-
buk ifl gören.
kuflak, -¤›
a.
1.
Bele sar›lan uzun ve enli
kumafl.
2.
Sa¤laml›¤›n› sa¤lamak ya da
da¤›lmas›n› önlemek üzere bir fleyin
çevresine geçirilen a¤açtan ya da me-
talden ba¤.
3.
topb.
Belirli yafl kümele-
rini oluflturan bireyler öbe¤i, göbek, ne-
sil.
4
.
Radyo ve televizyonda belli bir
yay›na ayr›lm›fl zaman dilimi:
reklam
kufla¤›.
5.
co¤.
S›n›rlar› enlemlerle yak-
lafl›k olarak belirlenen alan:
tropikal ku-
flak.
kuflanmak
(-i)
1.
Kuflak, kemer, k›l›ç gibi
nesneleri beline ba¤lamak.
2.
Giyin-
mek.
kuflatmak
(-i
) Çevresini sarmak:
Polis,
soyguncular›n sakland›¤› evi kuflatt›.
kufl bak›fl›
a.
Yüksek bir yerden afla¤›ya
do¤ru çok genifl bir alan› içine alacak
biçimde bakma.
kuflbafl›
ön a.
Küçük bir kuflun bafl› büyük-
lü¤ünde olan (parça):
kuflbafl› et.
kufl beyinli
a.
ve
ön a
. Ak›ls›z, aptal.
kuflburnu
a. bitb.
Yaban gülü a¤ac› ve mey-
vesi.
kufl dili
a.
Daha çok çocuklar›n sözcüklerin
bafl›na, hecelerin aras›na baflka sözcük
ya da heceler ekleyip uydurarak yapt›k-
lar› konuflma.
kufle k⤛d›
a.
Düzgün, parlak, pürüzsüz
bask› k⤛d›.
kuflet
a. Fr.
Gemi ya da trenlerde yolcu ya-
ta¤›.
kuflkonmaz
a. bitb.
1.
Zambakgillerden,
toprak alt› kök saplar›ndan ç›kan sür-
günleri yenen, uç dallar› yapraks› görü-
nüflte olan bir bitki.
2.
Zambakgiller-
den, uzun sapl›, ince ve çok küçük bir
süs bitkisi.
kuflku
a.
Bir fleyle ilgili gerçe¤i kestireme-
mekten do¤an karars›zl›k, flüphe.
kuflkulanmak
(
nsz.)
Kuflku içinde olmak,
kuflku duymak, flüphelenmek.
kuflkulu
ön a.
1.
Kuflku uyand›ran, kuflku-
ya düflüren; flüpheli:
kuflkulu bir kaza.
2.
Kuflku içinde olan; flüpheli:
Çok kufl-
kulu biriydi.
kuflkusuz
ön a.
1.
Kuflkusu olmayan, flüp-
hesiz.
2.
be.
Elbette, kesinlikle, flüphe-
siz.
kuflluk, -¤u
a.
Günün sabahla ö¤le aras›n-
daki bölümü.
kuflpalaz›
a. t›p
Difteri.
kufl sütü
a.
“Bulunmayan fley” anam›nda
baz› deyimlerde geçer.
kufl tüyü
a.
Yatak, yorgan, yast›k gibi fley-
lerin içine doldurulan baz› kufllar›n tü-
yü.
kufl üzümü
a. bitb
. Siyah, çok küçük tane-
li, çekirdeksiz bir üzüm çeflidi.
kutlamak
(-i)
1.
Bir kifliye, karfl›laflt›¤›
mutlu bir olaydan ya da kazand›¤› bir
baflar›dan dolay› duyulan sevinci söz,
kuru yemifl
kutlamak
411
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 411
1...,401,402,403,404,405,406,407,408,409,410 412,413,414,415,416,417,418,419,420,421,...688
Powered by FlippingBook