turkce sozluk - page 542

132,91 olan bir element (simgesi: Cs).
sfenks
a. Fr.
Eski M›s›rl›lardan kalma, kad›n
bafll› ve aslan vücutlu heykel.
s›cak, -¤›
ön a.
1.
Yakmayacak derecede
›s›s› olan.
2.
Is›s› çok yüksek olan:
s›-
cak su.
3.
a.
Havadaki yüksek ›s›.
4.
mec.
Sevgi dolu:
s›cak bir davran›fl.
s›-
ca¤› s›ca¤›na
üzerinden zaman geçir-
meden, unutulmadan.
s›cakkanl›
ön a. mec.
Sevimli, cana yak›n,
sempatik.
s›cakkanl› hayvanlar
ç. a. hayb.
Vücut s›-
cakl›¤›, içinde bulundu¤u ortama göre
de¤iflmeyen, hep ayn› kalan hayvanlar
(kufllar, memeliler).
s›cakkanl›l›k, -¤›
S›cakkanl› olma durumu,
sempati.
s›cakl›k, -¤›
a.
1.
S›cak olan bir fleyin du-
rumu, özelli¤i, etkisi.
2.
Havan›n dere-
cesi:
Bugün hava s›cakl›¤› kaç derece
olacakm›fl?
3.
mec.
‹çtenlik, yak›nl›k,
sevgi.
s›cakl›kölçer
a. fiz.
Havan›n ya da vücudun
s›cakl›¤›n› ölçmeye yarayan araç, ter-
mometre, derece.
sݍan
a. hayb.
Sݍangillerden, fareden iri,
zararl› birçok türü olan, kemirgen, me-
meli bir hayvan.
sݍmak
(nsz.) kaba
1.
D›flk›y› do¤al yolla
vücuttan d›flar› atmak.
2.
mec.
Bozmak,
berbat etmek.
sݍramak
(nsz., -le)
1.
Yerle ba¤lant›s›n›
keserek yukar› do¤ru h›zla f›rlamak:
Ke-
di a¤aca s›çrad›.
2.
Bir heyecan›n, bir
sesin, bir gürültünün etkisiyle irkilmek,
oldu¤u yerde sars›lmak.
3.
Parçalar du-
rumunda savrulmak:
K›r›lan barda¤›n
parçalar› üzerime savruldu.
4.
Yay›l-
mak:
Yang›n üst kata da s›çrad›.
s›fat
a. Ar.
1.
Bir kimsenin toplum içindeki
görevi, medeni durumu vb. bak›mlar-
dan özelli¤i:
Burada avukat s›fat›yla de-
¤il, baba s›fat›yla bulunuyorum.
2.
dlb.
Ön ad.
s›fat-fiil
a. dlb.
Ortaç, ön ad-eylem.
s›fat tamlamas›
a. dlb.
Ön ad tamlamas›.
s›f›r
a. Ar.
1.
mat.
Do¤al say›lar kümesinin
kendi bafl›na de¤eri olmayan en küçük
rakam› (0).
2.
mec.
Yoklu¤u belirten
say›sal ölçü:
Serveti s›f›ra indi.
3.
ön a.
mec.
Verimsiz, baflar›s›z:
Bu ifl için haf-
talard›r u¤rafl›yorsun ama sonuç s›f›r.
s›f›rlamak
(-i)
1.
mat.
Bir eflitsizlikteki bü-
tün terimleri yaln›z bir yanda toplayarak
eflitsizli¤in di¤er yan›n› s›f›ra eflit duru-
ma getirmek.
2.
hlk.
(para için) Hesab›
kapatmak.
s›¤
ön a.
1.
(deniz, göl, akarsu için) Derin-
li¤i az olan.
2.
mec.
Derinli¤i olmayan,
yüzeyde kalan:
s›¤ bilgi.
s›¤›nak, -¤›
a.
1.
Kötü havadan, güneflten
ya da herhangi bir tehlikeden korunmak
için s›¤›n›lan yer.
2.
ask.
Düflman at›fl-
lar›ndan korunmak üzere yap›lm›fl yer.
s›¤›nmac›
a.
Çeflitli nedenlerle kendi ülke-
sinden kaç›p baflka bir ülkeye s›¤›nm›fl
kifli, mülteci.
s›¤›nmak
(-e)
1.
Bir tehlikeden korunmak,
güvenlik içinde olmak amac›yla bir yere
girmek.
2.
Korunmak için baflkalar›na
baflvurup yard›mlar›n› ummak.
3.
Ge-
nellikle politik bir nedenle kendi ülke-
sinden kaç›p baflka bir ülkeye gitmek,
iltica etmek.
4.
mec.
Güvenmek, yar-
d›m ummak:
Hoflgörünüze s›¤›narak
baz› fleyleri dile getirmek istiyorum.
s›¤›nt›
a.
Bulundu¤u yerde varl›¤› fazla gö-
rülen, istenmeyen kifli:
Kendini o evde
hep s›¤›nt› gibi görmüfltü.
s›¤›r
a. hayb.
Gevifl getirenlerden, boynuz-
lu, büyükbafl hayvanlar›n genel ad›.
s›¤›rc›k, -¤›
a. hayb.
Serçegillerden, siyah
renkli, uzun gagal›, k›sa kuyruklu, ötücü
bir kufl.
s›¤›rtmaç, -c›
a.
S›¤›r çoban›.
s›¤›flmak
(nsz.)
Güçlükle s›¤mak.
s›¤l›k, -¤›
a.
1.
S›¤ olma durumu.
2.
ön a.
S›¤ (yer).
3.
mec.
Derinli¤i olmama,
yüzeyde kalma durumu.
s›¤mak
(-e)
1.
Bir fleyin, bir yerin içine gi-
sfenks
s›¤mak
542
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 542
1...,532,533,534,535,536,537,538,539,540,541 543,544,545,546,547,548,549,550,551,552,...688
Powered by FlippingBook