say›
a.
1.
mat.
Sayma, ölçme, tartma gibi
ifllemlerin sonunda bulunan birim.
2.
Gazete, dergi gibi süreli yay›nlar›n ayr›
ayr› ç›kan her bölümü, nüsha:
O dergi-
nin ilk say›s› bende yok.
3.
Spor karfl›-
laflmalar›nda taraflardan her birinin ba-
flar› derecesini belirleyen nicelik.
say› boncu¤u
a.
Genellikle çocuklara he-
sap ö¤retmekte kullan›lan, her teline
onar boncuk geçirilmifl say› arac›; aba-
küs.
say› fark›
a. sp.
Averaj.
say›klamak
(nsz., -i)
1.
Uykuda ya da has-
tal›k nedeniyle bilinçsiz olarak anlams›z
sözler söylemek.
2.
(-i) mec.
‹stenen,
özlenen bir fleyi, birini dilinden düflür-
memek:
‹ki gündür seni say›kl›yor, çok
özlemifl.
say›lamak
(-i)
Bir niceli¤i rakamlarla gös-
termek.
say›l›
ön a.
1.
Verilen say›yla baflkalar›n-
dan ay›rt edilen:
125 say›l› kararname.
2.
Say›lm›fl olan:
Bu kitaplar say›l›d›r.
3.
Az say›da olan:
Elimizde say›l› makine
var.
4.
mec.
Az rastlan›lan
: Ülkemizin
say›l› bilim insanlar›ndan biridir.
say›m
a.
Saymak eylemi.
say›mlama
a.
‹statistik.
say›n
a.
Sayg› belirtisi olarak konuflma ve
yaz›flmalarda kullan›lan unvan, sayg›-
de¤er, muhterem:
Say›n Baflkan.
say›sal
a.
1.
Say› ile ilgili.
2.
a.
S›navda
matematik ve fen bilimleriyle ilgili bö-
lüm.
say›sal loto
a.
Birden k›rk dokuza kadar
olan say›lar aras›nda, çekiliflte ç›kaca¤›
tahmin edilen alt› say›y› bulmaya daya-
nan bir flans oyunu.
say› ön ad›
a. dlb.
Varl›klar› miktar, s›ra,
ülefltirme bak›mlar›ndan belirten ön ad;
say› s›fat›:
üç kalem, alt›nc› kat, ikifler
elma, yar›m ekmek.
say› s›fat›
a. dlb.
Say› ön ad›.
say›flmak
(nsz., -le)
(çocuk oyunlar›nda)
Say› sayarak ebeyi belirlemek.
Say›fltay
öz. a.
Yasama organ› ad›na dev-
letçe harcanan paray› denetlemekle gö-
revli kurul.
saymak
(-i)
1.
Bir cinsten kaç parça bulun-
du¤unu anlamak için her defas›nda bir
say› yükselterek bir sonuca varmak:
s›-
n›ftaki ö¤rencileri saymak.
2.
Say›lar›
art arda söylemek:
yüze kadar befler
befler saymak.
3.
Birine ya da bir fleye
sayg› göstermek, hürmet etmek:
Dede-
mi herkes sayard›.
4.
Hesaba katmak,
dikkate almak:
Garson yan›ld›, çay pa-
ralar›n› saymad›.
5.
Geçerli tutmak:
Bu-
nu saymay›z, yeme¤e bekleriz.
6.
Arka
arkaya söylemek, s›ralamak:
Yapt›¤› kö-
tülükleri saysam, sabah› buluruz.
7.
Bir
fleyi belli biçimde görmek, kabul etmek:
Bu durumu gerçekmifl gibi saymay›n›z.
8.
Ödemek:
Bu kaza¤a epey para say-
d›m.
say›p dökmek
birçok fley s›ralaya-
rak hepsini söylemek.
sayman
a.
Hesap ifllerine bakan kifli, mu-
hasebeci.
saymanl›k, -¤›
a.
1.
Sayman›n görevi, mu-
hasebecilik.
2.
Hesap ifllerinin görüldü-
¤ü yer, muhasebe.
sayr›
ön a.
ve
a.
Hasta.
saz (I)
a.
1.
Göl ve ›rmak k›y›lar› ile batak-
l›k yerlerde yetiflen silindir gövdeli otsu
su bitkilerinin ortak ad›.
2.
ön a.
Sazdan
yap›lm›fl olan.
saz (II)
a. Far.
1.
Çalg›.
2.
Türk halk müzi-
¤inde kullan›lan ba¤lama, cura gibi telli
çalg›lar›n ortak ad›.
3.
Çalg› tak›m›.
sazan
a. hayb.
Sazangillerden, akarsu ve
göllerde yaflayan, iri pulu, kal›n gövdeli
tatl› su bal›¤›.
sazende
a. (sa:zende) Far. esk.
Saz sanat-
ç›s›.
sazl› sözlü
ön a.
Saz çal›n›p türkü, flark›
söylenerek yap›lan (e¤lence).
saz flairi
a.
Halk ozan›, âfl›k, ozan.
Sb
kim.
Antimon elementinin simgesi.
Sc
kim.
Skandiyum elementinin simgesi.
Se
kim.
Selenyum elementinin simgesi.
say›
Se
533
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 533