turkce sozluk - page 538

lerde sebze ve meyvelerin yetifltirildi¤i
cam ya da naylonla kapl› yer, limonluk.
seramik, -¤i
a.
1.
Yüksek ›s›da piflirilmifl
topraktan yap›lm›fl vazo, bardak, vazo,
tabak, saks›, biblo vb. nesnelerin genel
ad›.
2.
ön a.
Yüksek ›s›da piflirilmifl top-
raktan yap›lm›fl olan:
seramik fincan ta-
k›m›.
serap, -b›
a. Far.
Atmosferde ›fl›k ›fl›nlar›-
n›n k›r›lmas› nedeniyle uzaktaki bir cis-
me bakarken cisimle birlikte ters gö-
rüntünün oluflumu.
serasker
a. (seraske’r) Far.+Ar. tar.
Os-
manl›larda XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›n-
dan itibaren günümüzdeki genelkurmay
baflkan›n›n görevini üstlenen komutan.
serbest
ön a. Far.
1.
Hiçbir koflula, izne
ba¤l› olmayan, istedi¤i gibi davranabi-
len:
Kat›l›p kat›lmamakta serbestsin.
2.
Özgür, hür.
3.
Zaman›n› istedi¤i gibi
kullanabilen, yapacak ifli olmayan:
Ya-
r›n serbestim, görüflebiliriz.
4.
S›n›rla-
y›c› koflullara, kurallara ba¤l› olmayan:
serbest ticaret.
serbest bölge
a.
Bir ülkenin s›n›rlar› içinde
bulunan ve bürokrasinin en aza indirile-
rek ticari etkinliklerin yap›ld›¤› yer.
serbest gürefl
a. sp.
Vücudun bafl bölge-
sinden ayaklara kadar tutufl yap›labilen
gürefl türü.
serbest vurufl
a. sp.
Futbolda, kural d›fl›
hareketlere verilen ceza vuruflu; frikik.
serçe
a. hayb.
Serçegillerden, k›fl›n göç-
meyen, koyu boz renkli, küçük ve ötücü
bir kufl.
serçe parmak, -¤›
a.
Befl parma¤›n en kü-
çük olan›.
seremoni
a. Fr.
Tören.
seren
a. den.
Yelkenli gemilerde, üzerlerine
yelken açmak ya da sancak çekmek için
direklere yatay olarak ba¤lanan uzun s›-
r›k.
serenat, -d›
a. Fr.
1.
müz.
Bir ya da birkaç
çalg›n›n eflli¤inde seslendirilen serbest
biçimli eser.
2.
Geceleyin, aç›k havada
sevilen biri için verilen küçük konser.
sere serpe
be.
Rahat bir biçimde, çekin-
meden, serbest:
sere serpe dolaflmak.
sergi
a.
1.
Al›c›n›n görmesi ve seçmesi için
serilmifl fleylerin tümü ve bu nesnelerin
serildi¤i yer.
2.
Halk›n gezip görmesi
için uygun biçimde yerlefltirilmifl ürün-
lerin, sanat eserlerinin tümü:
resim ser-
gisi.
sergi açmak
sergilemek.
sergilemek
(-i)
1.
Bir ürünü, bir sanat ese-
rini göstermek, tan›tmak ya da satmak
amac›yla herkesin görebilece¤i yere
yerlefltirmek; teflhir etmek; sergi aç-
mak.
2.
mec.
Ortaya koymak, sunmak:
Konuyu ana hatlar›yla sergiledi.
serhat, -ddi
a. Far.+Ar.
S›n›r boyu.
seri (I)
a. Fr.
1.
Dizi.
2.
Bir fabrikan›n uzun
süre ayn› ifl üzerinde çal›flt›¤› üretim ti-
pi:
seri imâlat.
seri (II)
a. Fr.
H›zl›.
serilmek
(-e)
1.
Sermek eylemi yap›lmak.
2.
Uzanmak, yay›lmak:
Hemen yata¤a
serildi.
serim
a. ed.
Öykü ile tiyatro eserinde bafl-
lang›ç bölümü.
serin
ön a.
Il›k ile so¤uk aras›.
serinkanl›
ön a.
So¤ukkanl›.
serinlemek
(nsz.)
1.
(hava için) Serin bir
duruma gelmek, hafifçe so¤umak.
2.
Hofla giden bir serinlik duymak, ferah-
lamak.
sermaye
a. (serma:ye) Far.
1.
Anamal, ka-
pital.
2.
mec.
Varl›k, servet.
sermayeci
a.
Anamalc›, kapitalist, serma-
yedar.
sermayedar
ön a. (serma:yeda:r) Far.
Ana-
malc›, kapitalist, sermayeci.
sermek
(-i, -e)
1.
Bir fleyin üzerini örtecek
biçimde yaymak:
Masan›n üzerine örtü-
yü serdi.
2.
(çamafl›r vb. için) Kuruma-
s› için bir yere asmak.
3.
Göstermek
amac›yla yaymak, sergilemek:
Yeni al-
d›¤› giysileri yata¤›n üzerine serdi.
4.
Kurutmak için düz bir yere yaymak:
bulguru sermek.
5.
Boylu boyunca ye-
seramik
sermek
538
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 538
1...,528,529,530,531,532,533,534,535,536,537 539,540,541,542,543,544,545,546,547,548,...688
Powered by FlippingBook