5.
Otomobil, çamafl›r makinesi, buzdo-
lab› gibi araçlar›n bak›m ve onar›m›n›
yapan yetkili kurulufl.
6.
Tenis, masa te-
nisi, voleybol gibi oyunlarda oyuna
bafllama at›fl›.
servis yapmak
sofrada
oturanlara yemek da¤›t›m› yapmak, hiz-
met etmek.
seryum
a. (se’ryum) Fr. kim.
Gümüfl par-
lakl›¤›nda, lambalar›n yap›m›nda kulla-
n›lan ve atom numaras› 58, atom kütle-
si 140,11 olan bir element (simgesi:
Ce).
serzenifl
a. Far. esk.
Hoflnutsuzlu¤a yol
açan bir davran›fl› yüze vurma, bafla
kakma; sitem etme.
ses
a.
1.
Kula¤›n duyabildi¤i titreflim:
tele-
fon sesi.
2.
Akci¤erlerden gelen hava-
n›n ses tellerinde oluflturdu¤u titreflim:
Sesin çok kal›nm›fl.
3.
Güzel ve etkileyi-
ci ses ç›karma yetene¤i:
Ondaki ses
kimsede yok.
4.
mec.
Duygu ve düflün-
ce:
‹flçinin sesini hükûmet duymuyor.
5.
mec.
‹nsana yol gösteren, bilmedik-
lerini sezdiren fley:
vicdan›n sesi.
ses bilgisi
a. dlb.
Bir dilin seslerini, bo-
¤umlanma noktalar›n› inceleyen bir dil
kolu.
ses bilimi
a. dlb.
Ses olaylar›n› inceleyen
dil bilimi kolu.
ses birimi
a. dlb.
Dildeki baflka seslerle
kurdu¤u iliflki yönünden belirlenen ay›-
r›c› özelli¤i olan ses ögesi.
sesçi
a.
Televizyonda, radyoda ses kayd›
yapan ve yay›n s›ras›nda ses düzenini
ayarlayan ya da bir film çekimi s›ras›n-
da ses kayd›ndan sorumlu olan teknik
görevli.
ses dalgalar›
a. fiz.
Titreflim etkisiyle ci-
simlerde oluflan dalgalar.
ses düflmesi
a. dlb.
Baz› sözcüklere ünlüy-
le bafllayan bir ek geldi¤inde, ikinci he-
cedeki ünlünün düflmesi olay›:
devir-
devri, burun-burnu.
ses duvar›
a.
Havada ses h›z›na yak›n bir
h›zla hareket eden bir cismin oluflturdu-
¤u aerodinamik olaylar›n hepsi.
ses ikizleflmesi
a. dlb.
Baz› sözcüklerde
türlü nedenlerle ayn› ünlünün ya da ün-
süzün yan yana bulunmas› olay›:
yaflfla
(yafla).
seslem
a. dlb.
Hece.
seslendirme
a.
1.
Seslendirmek eylemi.
2.
sin.
Çekimden sonra sesin film üzerine
geçirilmesi.
3.
müz.
Müzik eserlerini
yorumlama biçimi.
seslendirmek
(-i)
1.
Sesli duruma getir-
mek.
2.
sin.
Film üzerine ses kaydet-
mek.
3.
müz.
Bir müzik eserini yorum-
lamak.
seslenmek
(nsz., -e)
1.
Uzaktan ba¤›rarak
ça¤›rmak, ünlemek.
2.
mec.
Birine, bir
toplulu¤a yönelik konuflma yapmak, hi-
tap etmek:
Halk›ma sesleniyorum.
sesli
ön a.
1.
Sesi olan, ses ç›karan:
sesli
bir alet.
2.
a. dlb.
Ünlü.
3.
be.
Ses ç›ka-
rarak:
Sesli gülmeyiniz.
sessiz
ön a.
1.
Sesi olmayan, ses ç›karma-
yan:
sessiz bir ortam.
2.
Ses ç›karma-
dan yap›lan:
sessiz çal›flma.
3.
Çok ko-
nuflmayan, suskun.
4.
Yumuflak huylu,
sakin, uysal.
5.
a. dlb.
Ünsüz.
6.
be.
Ses ve gürültü ç›karmadan:
Sessiz çal›-
fl›n.
sessiz sedas›z
ön a.
1.
Kendi hâlinde
(kimse).
2.
be.
Sessiz ve gürültüsüz bi-
çimde.
sestefl
a.
ve
ön a. dlb.
Efl sesli.
sesyazar
a.
Gramofon, fonograf.
set (I)
a. Ar.
1.
Topra¤›n kaymas›n› önle-
mek ya da suyun birikmesini sa¤lamak
için yap›lan kal›n duvar.
2.
Geçifli önle-
mek için yap›lan duvar, engel:
Çin Sed-
di.
3.
co¤.
Seki.
set (II)
a. ‹ng. sp.
Voleybol, tenis, masa te-
nisi gibi oyunlarda maç›n her bir bölü-
mü.
sevap, -b›
a. (seva:p) Ar.
1.
Hay›rl› bir dav-
ran›fl karfl›s›nda Tanr› taraf›ndan verile-
ce¤ine inan›lan ödül.
2.
Tanr› taraf›ndan
ödüllendirilece¤ine inan›lan davran›fl.
seryum
sevap
540
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 540