keçe, kumafl ya da sünger parças›.
silik, -¤i
ön a.
1.
Silinmifl, okunmaz ya da
seçilmez duruma gelmifl olan. silik bir
yaz›.
2.
mec.
Güçlü, etkileyici bir kiflili-
¤i olmayan.
silikon
a. Fr.
1.
Is›ya ve suya karfl› dayan›k-
l› olan; ya¤, plastik, merhem gibi fleyle-
rin yap›m›nda kullan›lan bir madde.
2.
t›p
Estetik ameliyatlarda çeflitli organla-
ra eklenen madde.
silindir
a.
1.
mat.
Alt ve üst tabanlar› birbi-
rine efl dairelerden oluflan ve yan yüze-
yi e¤ri yüzey olan cisim.
2.
Çeflitli mad-
deleri s›kmaya ve ezmeye yarayan mer-
dane.
3.
Yol yap›m›nda topra¤› s›k›flt›-
rarak düzlemeye yarayan motorlu araç.
silindirik
ön a. Fr.
Silindirle ilgili, silindir
biçiminde.
silinmek
(nsz.)
1.
Silmek eylemine konu
olmak.
2.
Kurulanmak.
3.
mec.
Gözden
kaybolmak, birden yok olmak:
Dudakla-
r›ndaki gülümseme silinmiflti.
silinti
a.
Bir yaz›n›n silinmifl oldu¤unu gös-
teren iz.
silis
a. Fr. kim.
Kum, çakmak tafl›, kuvars
gibi silisyumun oksijenli bileflimlerine
verilen ad.
silisyum
a. Fr. kim.
Do¤ada oksijenden
sonra en bol bulunan, endüstride yay-
g›n olarak kullan›lan ve atom numaras›
14, atom kütlesi 28,09 olan bir ele-
ment (simgesi: Si).
silkelemek
(-i)
1.
Üstündeki fleyleri düflür-
mek, kayd›rmak için bir fleyi üst üste ve
sertçe silkmek:
kilim silkelemek.
2.
Kuvvetle sarsmak:
yakas›ndan tutup
silkelemek.
silkinmek
(nsz.)
1.
Üstünü silkmek.
2.
Ani
bir hareketle, korkuyla vücudu sars›l-
mak.
silkme
a.
1.
Silkmek eylemi.
2.
sp.
Halter-
de, halteri ayaklar› açarak ve kollar›
bükmeden bafl üstüne kald›rma tekni¤i
ve bu teknikle yap›lan yar›flma.
silkmek
(-i)
1.
Üstündeki fleyleri düflür-
mek, kayd›rmak için bir fleyi üst üste ve
sertçe sarsmak ya da sallamak.
2.
Ani
bir hareketle sarsmak.
sille
a. Far.
Aç›k elin iç yüzüyle vurulan to-
kat.
sille tokat
be.
Döve döve, vura vura.
silmek
(-i)
1.
Bir fleyin ›slakl›¤›n› gidererek
kuru duruma getirmek:
terlemifl yüzünü
silmek.
2.
Bir fleyin üzerine bir bez sür-
terek tozunu, kirini almak:
cam silmek.
3.
Bir yaz›y›, flekli ya da çizgiyi bir fley-
le kaz›yarak, bir fley sürterek ya da sil-
giyle yok etmek.
4.
(-i, -den) mec.
Ola-
¤anüstü bir baflar› göstererek o alanda
üstün olanlar› ikinci plana atmak:
fiam-
piyon tak›m› sahadan sildi.
5.
(-i, -den)
mec.
Ortadan kald›rmak, yok etmek:
bir
ülkeyi haritadan silmek.
silo
a. (si’lo) Fr.
Tah›l, yumru, kök, çimen-
to gibi ürünlerin sakland›¤›, korundu¤u
ya da depoland›¤›, genellikle silindir bi-
çimindeki ambar.
silsile
a. Ar.
Birbiriyle ilgili, birbirine ba¤l›
fleylerin oluflturdu¤u dizi, s›ra: da¤ sil-
silesi.
silüet
a. Fr.
Bir varl›¤›n kenar çizgileriyle ve
tek renk olarak beliren genel görünü-
mü:
Topkap› Saray›’n›n silüeti.
sim
a. Far.
1.
Gümüfl.
2.
Ço¤unlukla iflle-
melerde kullan›lan gümüfl parlakl›¤›nda
ve görünüflündeki metal iplik.
sima
a. (si:ma:) Far.
1.
Yüz, çehre:
Simas›
yabanc› gelmedi.
2.
Kifli, insan, tip:
Ün-
lü simalar›n kat›ld›¤› bir tören yap›ld›.
simbiyosis
a. dirb.
Ortak yaflama.
simetri
a. Fr.
1.
Konum, biçim ve belirli bir
eksene göre, iki ya da daha çok fley ara-
s›nda ölçü uygunlu¤u; bak›fl›m.
2.
mat.
Eksen olarak al›nan bir do¤rudan, ben-
zer noktalar› karfl›l›kl› olarak ayn› uzak-
l›kta bulunan iki benzer parçan›n birbi-
rine göre durumu; bak›fl›m.
simetrik, -¤i
ön a. Fr.
Simetrisi olan.
simge
a.
Somut bir fleyin göstergesi olan
nesne ya da iflaret; sembol.
silik
simge
548
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 548